Süleyman Ezber Sözleri ve Alıntıları
Süleyman Ezber sözleri ve alıntılarını, Süleyman Ezber kitap alıntılarını, Süleyman Ezber en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ayasofya bir katedral olarak yaptırıldı yani büyük bir kilise. Hıristiyanlar burada ibadet ediyordu.
Sayfa 125Kitabı okudu
İstanbul o kadar güzel ki bağımlılık yapar sonra Almanya'ya dönmek istemez.
- Ahhh, yeni kitap çıkarmanın mutluluğu o kadar güzeldir ki onu hiçbir sözle anlatamam.
- Dede sen de anlatamıyorsan öyle bir duyguyu, anlatmak gerçekten zor olmalı, dedim.
Sayfa 11
Türkçemiz güdük bir dil değildir canım torunum. Dilimiz yüzyıllardır ayakta duran dev bir Çınar’a benzer. Kökleri kıtaları aşar, yaprakları milyonları besler.
Sayfa 39Kitabı okudu
İnsanı yaşı değil, yaşadıkları büyütürmüş
Üç tane oğlum var benim. Gelinler ne derse onu yaparlar. Ortanca gelin der ki anneni görmeye gidelim bizim hayırsız toplar torunları misafir gibi gelir iki saat oturur gider. Çıkarken elime üç beş kuruş verir. Sonra aylarca ses seda yok. Bir de bu iyi olanı. Diğerlerini
hiç görmem. Küçük dışarda yaşar, Avrupa'da. En büyükleri de İzmir'de." Vedat ciddileşmişti "Ya kocan teyze. Bey amca yaşıyor mu?" "Nerede bizde o şans yavrum, nerede? Yüzünü bile unuttum. Yirmi beş yıldır dulum."
Uzun bir sessizlik oldu. Teyzenin anlattıkları o kadar içtendi ki çevre masadakiler de işi gücü bırakmış onları dinlemişti. Vedat uzun süre ne diyeceğini düşündü. Sonra birdenbire "Rotasyon Planı" dedi. Teyze şaşırmıştı. Elini kulağına götürerek "Ne pilavı" diye sordu. Vedat gülmemişti. "Rotasyon diyorum teyze. Çocuklarını çeync edersin. Daha doğrusu onlar seni çeync ederler. Her ay birinde kalırsın. Ufak tefek eksepşınlar hariç majör plana bağlı kalırsın. Fakat şimdiden söyleyeyim duygusal harmoni de önemli. Modunu iyi tutmalı, evdekilerle iyi geçinmelisin. Gelinlerinle vörkşap gibi şeyler yapmayı dene. Mesela örgü ör. Ahşap boyaması yap. Severler o, zaman seni. Söyle, seninle komik selfiler çekip internete atsınlar. Şimdi çok trend" dedi.
Yanına cılız yapılı ayakkabı boyacısı yanaştı. Delikanlının bal rengi gözleri kirli ve yara bere dolu yüzünün içinden parlıyordu. "Aşk acısı mı be abi? Boş versene, gelir geçer. Bak ne yakışıklı adamsın sana kız mı yok" diye onu teskin etmeye çalıştı. Hemen ardından yüzüne sinsice bir bakış oturdu. "Boyayayım mı be abi? Ben ayakkabını parlatayım Allah da yüreğini. Ne dersin?" diye sordu. Vedat hafif kızarmış gözleriyle ona baktı. Azarlayacak enerjiyi kendinde
görmüyordu. Kaba olmayan bir el hareketiyle sessizce gönderecekti fakat haleti ruhiyesine zıt kelimeler dökülüverdi ağzından. "Marketing staylın güzelmiş adamım" dedi. "Önce bir güzel fırend zone oluşturuyorsun sonra avındaki kekliğe hed şat yapıyorsun" diye ekledi. Bu dediğine çok şaşırdı çünkü yüzünü de çenesini de hissedebiliyordu. Her şey normaldi. Suratında zerre uyuşukluk yoktu. Buna rağmen kontrol yine kendisinde değildi. Yoksa bu lafların hiçbirini etmezdi. "Benim surat yalama mı oldu yoksa" diye aklından geçirdi. Yaşadıkları gittikçe daha anlaşılmaz bir hale geliyordu. Boyacının yüzüne bön bön baktığını fark etti. "Ne bakıyorsun öyle. Para mara yok. Zaten tam bir luuzır olmuşum, bir de seninle muhatap olamam sıkar feys" dedi.