Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Süleyman İnan

Süleyman İnanGenç Bilgi Siyaset yazarı
Yazar
Editör
8.6/10
7 Kişi
29
Okunma
5
Beğeni
1.180
Görüntülenme

Süleyman İnan Gönderileri

Süleyman İnan kitaplarını, Süleyman İnan sözleri ve alıntılarını, Süleyman İnan yazarlarını, Süleyman İnan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kabul edelim ki, her şeyi olduğu gibi alması istenen ‘uslu çocuğa’ karşın, merak ettiklerinin cevabını amansız arayan hafif ukala, haşarı çocukla baş etmek entelektüel donanım gerektirir.
Sayfa 139 - PdfKitabı okudu
Reklam
İlk öğreneceğimiz şey, kendimize ait kişisel görüşlerimizden farklı, daha başka görüşlerin olabileceğidir.
Sayfa 139 - PdfKitabı okudu
Alkan'ın Araştırması Türkiye'de politik toplumsallaşma üzerine ilk bağımsız kitap siyaset bilim profesörü Türker Alkan'a aittir. 1979'da Kültür Bakanlığınca basılan kitap Siyasal Toplumsallaşma ismini taşır. Ama bundan önce, bu kitaba da zemin olan bir araştırma ma­kalesi dikkat çekicidir. 1978'de Ankara Üniversitesi SBF Der­ gisindeki "Demokrasinin Denetim Mekanizması ve Siyasal Toplumsallaşma" başlıklı çalışmasında, 1924-1969 aralığında ilkokulda okutulan vatandaşlık kitaplarının içerik çözümle­mesi ile siyasal denetim mekanizmaları incelenir.15 Alkan'ın vardığı sonuç, 1950 öncesi ve sonrası denebilecek kabaca bir ayrımla vatandaşlık eğitim içeriklerinin 1950'den sonra de­mokrasiye doğru yoğunluk kazandığıdır. Bir de 1950 sonra­ sında söz konusu kitapların demokratik denetimle ilgili siyâsî bilinci geliştirici bir yönde olduğunu belirtir. Ancak bu kitapla­rın, demokratik denetimin 'nasıl' yapılacağını iyi göstermekle beraber 'neyin' denetleneceğini net ortaya koyamadığını söy­ler. En nihayet biçimsel demokrasi (eğitimi de katarak) eleştiri­ lerinin haklılığının altını çizer.
Sayfa 137 - PdfKitabı okudu
İnternet, televizyon ve sosyal medya haberlerine sürekli maruz kalmak da siyâsî kanaatlerimizi ve davranışlarımızı etkiler.
Sayfa 136 - PdfKitabı okudu
Örneğin Türkiye’de insanların -günümüzde bile- hemen her şeyi devletten bekleme anlayışının kökleri bizatihi devletin bu coğrafyada aşkın bir değer olarak işlenmesiyle ilgilidir.
Sayfa 136 - PdfKitabı okudu
Reklam
"Ben, bu toplumun ürünüyüm." der, Bulutsuzluk Özlemi grubunun solisti Nejat Yavaşoğulları verdiği bir röportajda. Ve ekler: " 'Yanıyor mu Yeşil Köşkün Lambası' veya bir Müzeyyen Senar şarkısı benim burnumu sızlatır her zaman.
Sayfa 134 - PdfKitabı okudu
Öğretmen-yazar Rasim Kaygusuz'un bir zamanlar çok sa­tan Cin Ali kitabı serisindeki. 7. kitap olan Cin Ali Okulda'daki şu cümle otoriter değerle ilişkilendirilemez mi?: "Öğretmen kapıyı açıp girince, ayağa kalkıyorlar. Öğretmen 'Günaydın' deyince, bütün sınıf hep beraber 'Sağol!' diyor."
Sayfa 133 - PdfKitabı okudu
Biyograf ve yazar Ş. Süreyya Aydemir Suyu Arayan Adam' da, askerî okulda iken padişah ismi zikredildiğinde öğretmenin kür­sü üzerinde doğrulduğunu ve sınıftaki öğrencilerin hep birden ayağa kalktığını" anlatır.
Sayfa 133 - PdfKitabı okudu
Siyasetin, özellikle çocuklara öğretilmesiyle ilgili korkular çok kolay tahmin edilebilir. Bu konuda uyan içeren bolca yazı­ ya rastlamak mümkündür. Çok eski tarihlerden beri bu çekincelerin kaynağında siyasete atfedilen olumsuz özellikler vardır. Sözgelimi Türkiye'de internetin yorum içeren açık popüler por­ tallarından biri olan Uludağ Sözlük'te "Siyaset nedir'' sorusuna, gerçeklik de içeren muzipçe cevaplar bir yorumcu tarafından şöyle sıralanmıştır: "İstediği her yere özel uçağıyla gidebileceği için, kırmızı ışıkta durmasa bile ceza yemeyeceği için, kafasına esen herkesi ülkenin farklı bir şehrine tayin ettirebileceği için, maaşı için, istediği kişiye istediği şeyleri söyleyip ceza almaya­cağı için, maaşının dışında cebine sokabileceği para miktarı çok olduğu için". Bu ifadelerin de yansıttığı gibi, siyasetle ilgili bir tek olumlu çağrışım veren açıklama yer almamaktadır. Burada, ahlaken doğru yollardan ulaşılmayan nüfuz ve zenginlik anlamı öne çıkartılmıştır. Vurgulamak gerekir ki, siyasetin böylesi pejo­ratif algısı Türkiye'ye özgü sayılmaz.
Sayfa 128 - PdfKitabı okudu
Reklam
Öğretmen aday­ları siyasete önem verirken, dahası onun bilinmesi gerektiğini büyük oranda ikrar ederken, okul ve üniversite ortamına siyase­ tin girmesine istek göstermemektedirler. Belli ki siyaset, günceli­te-aktüalitenin algılarıyla negatifken onun geriye yaslanan uzun tarihinde teoriler-düşünceler-kurumlar kısmı bilmenin nesnesi olarak önemsenmemektedir.
Sayfa 113 - PdfKitabı okudu
Türki­ye'de akademyanın bitmeyen sorunu olan 'temkin ve tedbirli' olma hali konu siyaset olunca bir kat daha önemli oluyor ve hassaslaşıyor. Bu bazen, cesur araşhrmacının sahadan toplaya­ cağı verilerin toplanmasında -örneğin okullarda anket uygula­masında bile- resmi bürokrasinin engelleri veya ertelemeleri ile başka boyutlarda sorun olabiliyor.
Sayfa 111 - PdfKitabı okudu
Rousseau'nun iddialı sözü hatırlardadır: “Bir halk temsilci­lerini seçtiği zaman, artık ne özgürdür ne de vardır". Yani halk seçerken özgürdür ama seçim biter bitmez 'köleye' dönüşür. Rousseau, haklı olabilir mi?
Sayfa 79 - PdfKitabı okudu
Yönetime katılmanın yalnızca oy verme ile ilişkilendirildiği ülkelerden biri de Türkiye'dir. Bereket ki, ABD ve Avrupa ülke­ lerine kıyasla Türkiye'de seçimlere katılım oram oldukça yük­ sektir. Çok partili seçimlerin gerçek anlamda başladığı 1950'den itibaren genel seçimlere katılım oranlan belli aralıklarla şöyledir: 1950'de % 89,3, 1965 %71,3, 1987 %93,3, 1999 % 87,l, 2007 % 84,2, 2018 %84,3. Yerel seçimlerdeki katılım oranlan da benzer oran­ larda seyreder. Anayasa değişikliği sağlayan 6 referandumda, en yüksek katılıma % 97,6 ile 1987'de; en düşük katılıma ise % 67,5 ile 2007'de yapıldığım görüyoruz. Bu anlamda var olan bir sorun olduğundan değil ancak bir sorun olabileceğinden dolayı -katılımın muhtemelen daha düşük çıkabileceği endişesi ile- son yıllarda oy verme çağrılan her platformda yinelenmeye devam eder: "Herkesin sözü eşit, herkesin oyu bir. Kime verirsen ver, oy ver!", "'Bir oyla ne fark eder?' deme". "Herkes gibi sen de çok önemlisin, farkım ortaya koy. Fikrini ortaya koy. Kimi des­tekliyorsan destekle, birine oy ver. Kime verirsen ver”. “Ben mi kurtaracağım memleketi?' deme. Oy senin sesin! Sesini duyur, oy ver!", "Boş verme oy ver!", Koyverme; oy ver"... Hele yerel seçimlerde az sayıdaki oyların ne denli belirleyici olduğu, bir oyla bile seçimin sonucunun değişebildiği görülünce 1 oyun bile önemi ortadadır.
Sayfa 78 - PdfKitabı okudu
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.