Tarık Buğra, Türk Edebiyatında tarihi roman denildiğinde akla ilk gelen isimlerden birisidir. 1918 yılında doğan Tarık Buğra çocuklu yıllarında Cumhuriyet'in doğuşuna tanıklık etmiş, babasının anlattığı hikayeler ile yetişmiştir. Küçük Ağa, 1919 yılını konu edinir. Yazar, o zamanları babasının ve onun arkadaşlarının anlattığı hikayeler ile daha iyi benimser. 1964 yılında romana aldığı Küçük Ağa, kurtuluş mücadelelerinden 45 yıl sonra kaleme alınmıştır.
Küçük Ağa, romanının bir kısmında yazarın doğduğu büyüdüğü yer olan Akşehir'de geçmektedir. Roman 1919 yılından başlar. Salih savaşta bir kolunu bırakıp evine döner. Yaşadığı şehre geri döndüğünde orayı bıraktığı gibi bulmaz. Çocukluk arkadaşı Niko, Salih'e kol kanat gerer. Nico ile yakın olduğu görülen Salih, yaşadığı çevrede dışlanır ve ona kötü gözle bakılır. Salih kendini iyice bırakır. Romanın bir diğer cephesinde Arabistan'da doktorluk yapan hoca vardır, o ülkeye döner. Ülkenin kurtuluşuna dair planlar yapılır. Hoca yeni kazandığı kimliği ile "Küçük Ağa" olur. Anadolu'daki insanların Kuvva-yı Milliye'ye bakışı gösterilir. Yoğun bir şekilde millilik özellikleri gösterilir. Örgütlenme vardır. Kimi Kuvva-yı Milliye'ye katılır. Kimi Çerkez Ethem'in yanında yer alır. Tarık Buğra, ülkenin kurtuluşunu İslami bir bakış açısıyla değerlendirir. Bir taraftan Mustafa Kemal'in adı duyulur. Bir kesim ona inanırken, diğer kesim inanmaz hilafet yanlıları vardır. İhanetler, gruplaşmalar, fikirler ve çatışmalarla geçer roman. Kurtuluş Savaşı'na farklı bir cepheden bakar Tarık Buğra.