Mesela Sümerleri isliyorduk. Ben dedim, "Hocam, Sümerler de bizim atamizdir." "Ula, gavur nereden bizim atamiz oluyor! Ga-vurdurlar, bos verin," dedi.
Ders Uygarlık Tarihi'ydi. Yemin ediyorum, ben uygarlığın çöküşünü, o adamda gördüm.
Türkiye’de kağıt üstünde 8 milyonu aşkın üniversite öğrencisinden bahsetmek mümkün, ancak gerçek anlamda üniversite eğitimi alanların sayısı bu balonun yanında minik bir nokta kadar kalıyor.
Bizim bir hocamız vardı, "Ağrı'da fakülte okuyacağınıza Istanbul'da levha okusanız, görüş açınız daha çok değişir," derdi. Tabii ki, büyük şehirlerle küçük şehirler arasında bu anlamda ciddi farklar var eğitim açısından.
Öncelikle Taşra Üniversiteleri isimli kitabı okumaya başlamadan evvel kitabın yazarı gazeteci
Tuğba Tekerek 'i hiç duymadım, hiçbir yazısını/eserini okumadım ve hiçbir söyleşisine katılmadım. Twitter'da takip ettiğim bir hesabın yaptığı retweet aracılığıyla Taşra Üniversiteleri-AK Parti'nin Arka Kampüsü isimli eseri gördüm ve henüz
Aslında söylenecek çok söz var ama kelimeler hem kifayetsiz hem de yetersiz… İlim yuvası olması gereken üniversitelerin düştüğü durum maalesef can yakıyor….
Sözde eğitim adı altında ülkenin nerelere sürüklendiği, nelerin hedeflendiği, sözde üniversiteler ile öğrencilerin nasıl tutsak edildiği gibi birçok konuyu somut örnekler üzerinden görmek adına harika bir eser. Siyasi iktidarın gençliği üniversiteler aracılığıyla dizayn etmeye çalışma çabalarının sonuçlarının ülkeyi getirdiği nokta. Okunmalı.