Sizi bilmem ama, ben dünyayı seviyorum,
toprağına yüz sürüyor,
suyuna hürmet ediyorum.
Kıyılardan uzaklaşıp içerilere girmek istiyorum
Yerkürenin gizli köşelerine hayran hayran bakmaya
Irmak boylarındaki ödagaçlarına dokunmaya,
sarp kayalıklarda dolaşan dağ keçileriyle kaya tuzu yalamaya,
çeltik tarlalarının çamuruna bulanmaya,
dağ köylerindeki kayısı bahcelerine dadanmaya
Sonra belki toprağa kök salarım,
bir üzüm bağı kurarım,
bağ bozumunda eşi dostu toplayıp şölen yaparım
Önümde kalan günleri Tanrı dan armağan sayarım....
Acele etmek istiyorlar, tez zamanda uzun yollar almak istiyorlar, her adımda bir tepe aşmak istiyorlar. Hatta kanatlanıp uçmak istiyorlar. Ama olmuyor işte.
Sevinç çığlıkları mı, kederli feryatlar mı anlaşılmıyor. Ama geliyorlar işte. Yaklaşıyorlar. Durmaksızın. Giderek de yükselerek…
İnilti bunlar, belli. Çaresiz insanların iç çekişleri.