Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turhan Muharrem Turhan

Turhan Muharrem TurhanCinsellik ve Din yazarı
Yazar
7.2/10
5 Kişi
8
Okunma
3
Beğeni
637
Görüntülenme

Turhan Muharrem Turhan Gönderileri

Turhan Muharrem Turhan kitaplarını, Turhan Muharrem Turhan sözleri ve alıntılarını, Turhan Muharrem Turhan yazarlarını, Turhan Muharrem Turhan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dinin Cinsel Sosyalleşmeye Olumsuz Etkisi
Olumsuz açıdan ise (dinin kişisel entegrasyonun bozulmasındaki rolü ile ilgili olarak) aşağıdaki bulgular söz konusudur: Dindarlığın, otoriteryanizm ve dogmatizm ölçümlerinde görünen dar görüşlülük ile ilgili olduğu görülmüştür. Dindar insanların daha kolay yönlendirilebilir ve daha bağımlı olduğu bulunmuştur. Tutucu bir dindarlığın bilimsel gelişmelere engel olma ihtimali olduğu ve bunun da bazı cinsel sorunlara neden olduğu üzerinde durulmaktadır. Psikolojik testlerden elde edilen bulgulara göre dindar öğrencilerin daha çok kişisel yetersizlik ve kaygı yaşadıkları görülmüştür.
Sayfa 311
Cinsiyet Farklılığı ve Cinsel Yoksunluğun Dindarlıkla İlişkisi
Cinsiyet farklılıkları ile cinsiyet ve evlilik konularında sunulan bazı kanıtlar, dini davranışta cinsiyet motivasyonu sorunuyla ilgilidir. Sosyal bilimcilere göre dindarlığın bütün derecelerinde kadınlar erkeklerden daha yüksektir. Kadınlar cinsiyet dürtülerini ifade etmede daha çekingen davranmaktadırlar. Tarih boyunca kadınların, enerjilerinin çoğunu kendilerini dine adama yolunda harcadıkları ve bunun onları bazen histerik bir duruma götürdüğü ile ilgili kanıtlar bulunmaktadır. Muhtemelen kadınlardaki dine adanmışlık kısmen başka türlü ifade edilemeyen bir yöne kanalize olmuş enerji tarafından güdülenmektedir. Bazı bulgular, yüksek derecedeki dindarlığın düşük derecedeki cinsel aktivite ile ilgili olduğunu göstermektedir. Bu sonuç, dinsel ve cinsel aktivitelerin benzer ihtiyaçları tatmin etmenin alternatif yolları olabileceği düşüncesini desteklemektedir. Eğer cinsel yoksunluk dini aktivite için bir faktör ise, evlenmemiş insanların evli olanlardan daha dindar olmaları gerekir. Çünkü bekârların genelde cinsel aktivite imkânlarının az olduğu düşünülür ki, sosyal araştırmalar bekârların evlilerden bir miktar daha dindar olduğunu göstermektedir. Şu da hatırlanmalıdır ki yaşlılık, cinsel içgüdünün büyük oranda zayıfladığı ve insanın hayatında en çok dindar olduğu dönemdir. Ergenlik dönemindeki ani değişimlerin bu dönemde zirveye ulaşan cinsel suçluluk duyguları nedeniyle olma ihtimali vardır.
Sayfa 310-311
Reklam
Türkiye'de Seks İşçisi Çocuklar
Tüm dünyada seks işçileri olarak çalıştırılan çocuklar konunun diğer bir boyutudur, bu şekilde çalışan çocukların beden ve ruh sağlıkları çok büyük tehlikededir. Günümüzde çocuk pornosu olarak kendini daha yaygın biçimde göstermektedir. Çocuk pornografisi, genel anlamda 15 yaş altındaki kız ve erkek çocuklarının cinsel istismarını içeren filmler ve resimlerden oluşan, uluslararası olarak da yasaklanmış olan zararlı pornografi türüdür. Bu tür filmlerin çekilmesi, üretilmesi, indirilmesi, dağıtılması, paylaşılması, cezası ağır olan bir suçtur. Mimar Sinan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Esin Kuntay ile Doç. Dr. Güliz Erginsoy'un yaptığı araştırmalara göre, sadece İstanbul'da 500 kız çocuğu seks işçisi olarak çalışmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, 30 çocuktan 2'si 12 yaşında, 4'ü 13 yaşında, 3'ü 14 yaşında, 3'ü 15 yaşında, 4'ü 16 yaşında ve 3'ü de 17 yaşında ilk cinsel deneyimlerini yaşadıkları ortaya çıkmıştır. 2007 yılında internet suçları kapsamında yürütülen çalışma sonucunda ise bilgisayarına onlarca çocuk pornosu indiren insan yakalanmıştır ve bu insanlar mahkemeye sevk edilmişlerdir.
Sayfa 300
Türk Toplumunun Cinselliğe Bakışı
Sonuç olarak “Türk toplumunun cinselliğe bakışında, cins ayırımına dayalı, erkek egemenliğinin vurgulandığı, cinsel bilgisizlik ve deneyimsizliğin sorunlara yol açtığı, doğal ve dürüst olmayan bir yapının varlığını sürdürdüğü görülmektedir." Bununla beraber değişen soysal kültürel yaklaşımlar ve genç nüfusun varlığı Türkiye'de çatışmalara yol açmaktadır. Sayıları her gün çoğalan cinsel hastalıklardan korunma, sağlıklı cinsel ilişki vb. durumlar ile ilgili gençlerin bilinçlendirilmesi önemli bir ihtiyaçtır.
Sayfa 237
Türk Erkekleri ve Kadınlarının Cinselliğe Bakışı ve Cinsellik Yaşı
Genel olarak bakıldığında yapılan araştırmaların sonuçlarına göre Türk erkeklerinin yarıdan fazlası, tekeşliliğe inanmamakta ya da biraz inanmakta ve duygusallık olmadan cinselliğin yaşanabilir olduğunu düşünmektedir. Yine Türk erkeklerinin çoğunluğu, cinselliği yetersiz yaşadığını ifade etmektedir. İhtiyaç ve dürtülerinin farkında olan bu erkekler, cinsel tercihlerinde dışa dönüktür. Yine araştırmalara göre Türk kadınlarının yarısı ihtiyaçlarının ve dürtülerinin farkında olmakla birlikte, cinselliklerini kendi kontrollerinde yaşayamamakta ve eş olarak kendine güvenmemektedir. Bunun yanında Türk kadınlarının çoğunluğu tek eşliliğe inanmakta ve duygusallık olmadan cinselliğin yaşanmaması gerektiğini savunmaktadırlar. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye'de cinsellik yaşı ortalaması 19.1'dir. Tam birleşme içeren cinsel deneyim yaşı ise kadınlarda 19.4 ve erkeklerde 18.8'dir. Tam bir birleşmenin olmadığı, sadece dokunarak, öpüşerek gerçekleşen cinsel deneyim yaşı ise daha düşük olmakla birlikte 17.6'dır. Bu oran kadınlarda 18.4, erkeklerde 16.9'dur.
Sayfa 236-237
Türkiye'de Cinsel İstismar Üzerine Yapılan Bir Araştırma
Diğer bir mesele olan cinsel istismar konusunda Türk toplumundaki sıklığını araştıran az sayıda çalışma yapılmıştır. İstanbul'daki liselere devam etmekte olan 1955 kız çocuğu arasında yapılan bir araştırmada 1871 (% 95,7) çocuğun cinsel istismarla ilgili soruya yanıt verdiği saptanmıştır. Bu çocukların 250'si (% 13,4) cinsel istismara
Sayfa 235-236
Reklam
Türkiye'de Cinsel Davranışlarda Cinsiyete Göre Muamele
“Doğal gelişim sürecinde cinsel davranışlar üzerinde kızlarda psiko-sosyal etkenler daha etkili iken, erkeklerde hormonların etkisinin daha belirgin olduğu bildirilmektedir. Bu tür farklılıkların gelişmiş ülkelerde azalma eğilimi göstermesine karşın, Türkiye'de toplumsal ortamda büyük oranda sürdüğü görülmektedir."
Sayfa 235
Türkiye'de (Nispi) Modernliğin Ön Şartı: Ahlaki Hassasiyet Kaybı
Türkiye'de ahlaki hassasiyetlerin kaybedilmesi adeta modernliğin ön şartı olarak kabul edilmektedir. Bu müstehcendir, edebe aykırıdır, zararlıdır gibi tepkiler gösterenler de gericilik ve çağ dışılıkla suçlanmaktadır. Bu yaklaşım, cinselliğin medya ve internette yanlış kullanımı ile ilgili mücadelede Türkiye'nin en büyük açmazlarından birini oluşturmaktadır. Böyle olunca sanat icra eden bir takım insanlar işledikleri cinsellik suçlarına mantığa ters gelecek kılıflar aramaktadırlar. “Ankara'da yaşları 18'den küçük 7 kızın da aralarında bulunduğu 9 ayrı nitelikli cinsel saldırı suçunun faili olduğu tespit edilen Devlet Opera ve Bale sanatçısı 31 yaşındaki Şahin Öğüt hakkında 7 ayrı soruşturma yürütülmüş ve hakkında 140 yıla kadar hapis istenmiştir. Şahin Öğüt mahkemede “mesleğim dinleyiciler için zevkli olabilir. Ancak icra edenler için sıkıntılı. Buna bir de geçim sıkıntısı eklenince, stres yumağı oldum” demiştir. Motosikletiyle dolaşıp karşılaştığı kadınlara tecavüz eden tenorün kendini savunuş biçimi Türkiye'de konuyla ilgili durumun ne kadar vahim olduğunun ispatıdır.
Sayfa 232
Türkiye'de Cinsel Eğitim Yokluğu ve Cinsel Bilginin Kıtlığı
Türkiye'de cinsellik, başka birçok ülkede olduğu gibi, üstü kapalı bir konu olarak kalmıştır ve bu konuda eğitim ve araştırmalar sınırlıdır. Türkiye'de ergenlere yönelik yapılandırılmış bir cinsel eğitim programı yoktur. Aile içerisinde başlaması beklenen cinsel eğitimi verecek olan ebeveynlerin de bu konuda yeterli bilgi birikimine sahip
Sayfa 226-227
Türkiye'de Cinselliğe Bakışı Değiştiren İki Önemli Durum
Farklı kültürlerin varlığı ve kuşak farklılıkları Türkiye'de birçok konuda olduğu gibi cinsellik konusunda da çatışmalara yol açmaktadır. Gençler dünyadaki örnekleri gibi daha çok özgürlük istemekte, geleneksel yapıya sahip aile büyükleri ise bu konuda kısıtlayıcı olmaktadır. Türk toplumunun cinselliğinin toplumca kabul edilebilirliği daha çok evlilik kurumunun korunması ile bağlantılıdır. Böyle olunca gençlerin evlilik kurumuna girmeleriyle kendilerinden önceki kuşakların davranış biçimlerini ve değerlerini benimsemeleri beklenebilmektedir. Aşk, cinsellik, sevgi sadece bunları yaşayan çiftleri ilgilendiren meselelerken büyüklerce onların müsaadeleri altındaymış gibi algılanabilmektedir. Bunun yanında önceki kuşakların belli bir ölçüde değişimi kabul ettikleri de söylenebilmektedir. Genele bakıldığında kentleşme ve yeni yüzyılın gereklerini kabullenmek ile birlikte okulda veya işte tanışarak evlenenlerin, akrabalar vasıtasıyla veya görücü usulü ile tanışanlara kıyasla çocuklarına daha çok özgürlük bıraktıkları görülmektedir . Buna paralel okullaşma, iş yaşamına atılma gibi sosyal çevrelere girme oranları yükseldikçe çocuklara yönelik sosyalizasyon süreçlerinin esnediğini söylemek mümkündür.
Sayfa 218
42 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.