Uğur Bingöl 1989 yılında Bursa'da doğdu. Küçük yaşlardan itibaren edebiyata olan tutkusu, onu kelimelerin büyülü dünyasına sürükledi. Zamanla öyküleri ve garip hikayeleri ile Japonya'da popüler olan birçok manga dergisine Türkiye'den öyküler yazarken ayrıca bazı mangaka yazarlarına da hikayeleriyle ilgili destek oldu. Şimdiyse içinde yaşayan sıra dışı hikayeleri, kendine özgü üslubuyla anlatmaya karar verdi.
Kara Koyun" okumak için:
odessayayinevi.com/product/kara-koyun
Türk Depresyonu
Kötülüğün yumurtasını kıran, psikolojik bir yeraltı edebiyatı, Kara Koyun: İnsanları her zaman dürüst zannederdim ve benim bu huyum, sanki içimde kök salmış bir suç gibi, bir türlü değişmedi... Aslında içten içe her zaman biliyordum…
Eğer ben kusurluysam, düşüncelerim kusurluysa, planlarım, söylediklerim ve yaptıklarım kusurluysa, o zaman onlar da en az benim kadar kusurluydular.
Hadi ordan, saat on bire vurdu. Vurduğu darbeyle, eve yaklaşmanın keyfi, kargaşayı biraz hafifletti. Ardından boğularak aşağı mahalleden gelen pazarcıların sesine karıştı. Bayırdan aşağı inerken mahallenin meşhur ayyaşı ve tekinsiz adamı Eleşkirt’i gördüm. Mahallede tanımayan yoktu onu. Ayyaş olmasına rağmen, kurnaz ve becerikliydi. Üstelik sürekli hırsızlık yaptığı da herkes tarafından bilinirdi.
Uyanış kitabını okumak isteyen 15 kişiye hediye etmek istiyoruz. Okumak isteyenler yoruma yazabilir.
Hediye edilecek arkadaşları bu gece 23 den sonra açıklarız!
Her roman insana kendi tarzında bilgi aktarır ve bilinçaltımıza işlemiş olan bilgilerle birlikte yeni hayalleri açığa çıkarır.
Okumaya başlarken dikkat ettiğim noktalardan birisi de şuydu: Biz yıllar evvel ki yazarlara kafayı taktığımız için günümüz yazarlarına çok az destek oluyoruz ve onlara hak ettikleri gibi değer vermiyoruz. Onlarda
Bu platformdan tanışma şansına eriştiğim ve fikirlerine değer verdiğim ayriyetten sorduğum bir soru sonrasında bana hayatla alakalı güzel fikirler öneren değerli dostum ve yazar arkadaşıma güzel eseri için tebriklerimi iletiyor ve güzel anlatımı ile kendisine 10 üzerinden 9 puan veriyorum.
Puanı erken verdim çünkü
Uyanış aslında başlı başına bir varoluşun hikayesi. Herkes benlik olarak yeryüzünde başlı başına bir evren her ne kadar insan nokta kadar bir yer kaplasa da "Edremit" bir varoluşun hikayesi.
Kitabın sonu bizleri ters köşe yapar nitelikte. Fakat olayları anlatırsam bu bize tüyo verecek bir şekilde. Sonuç olarak kitap da psikolojik, psişik, paranormal ögeler fazla bir şekilde ağır basmakta.
Teosofinin Anahtarı kitabını hatırlatıyor.
"İnsan çoğu zaman içinde birçok parçasıyla yalnız değil midir zaten? Anlatamadığında, anlatsa da anlaşılamadığında. Özellikle anlatsa da çözüme kavuşamayacağını biliyorsa bir de..." (Sayfa 48)
"Ah insan doğası! Gerçeklerin perde arkasında saklanmasına, entrikaların sahnelenmesine neden bu kadar hevesliyiz? İnsanlığın karanlık yönlerini kucaklamadan, gerçeklerle yüzleşmeden nasıl aydınlığa doğru ilerleyebiliriz?" (Sayfa 49)
"İçindeki başka bir varlıkla konuştuğunu anımsıyordu ancak o da oldukça belirsizdi. Düşünceleri onu rahatsız etti ve kendini adeta iki aynı kişinin bedenindeymiş gibi hissetti." (Sayfa 72)
Uyanış, çoklu kişilik bozukluğu olan bir hastanın kaleminden dökülen ve gerçeklik ile hayal arasındaki sınırın bulanıklaştığı bir hikayeyi anlatan
Uğur Bingöl'ün ilk romanı olmasına rağmen, okuyucuyu etkileyen ve sürükleyen bir eser. Kitap, gazete dağıtım ofisinde çalışan Arif adlı bir adamın etrafında döner. Arif, hayatından memnun olan, sıradan ve monoton bir yaşam süren biridir. Ancak bir gün gazetelerde yer alan bir haber onun hayatını değiştirir. Habere göre, 12 yıl önce kaybolan gazete dağıtım ofisinin patronlarından biri olan Abdullah Başkan'ın cesedi bulunmuştur. Kitap, Arif'in kendini ve gerçeği sorgulamasına neden olmasıyla başlıyor.
Kitabın güçlü yönleri arasında akıcı ve sade bir dil kullanması, gerilimi ve merakı sürekli canlı tutması, karakterleri inandırıcı ve duygusal olarak etkileyici kılması sayılabilir. kitabın dilinin akıcılığı ve sadeliği sayesinde okuyucu kitabı kolayca sıkılmadan takip edebiliyor. Kitabın gerilimini ve merakını canlı tutan unsurlar ise, hastanın yazdığı gizemli ipuçları, Arif'in yaşadığı tuhaf olaylar ve kitabın sonundaki büyük sürpriz.
Kitabın zayıf yönleri ise çok azdı. Bazı yerlerde bazı detayların yeterince açıklanmaması olabilir.
Kitabı genel olarak beğendim ve ilgiyle okudum. Kitabın sonunda ortaya çıkan gerçek beni hem şaşırttı hem de üzdü. Kitabın vermek istediği mesajları da anlamlı buldum. Kitabı psikolojik gerilim seven, farklı ve orijinal bir hikaye arayan okuyuculara tavsiye ederim.