Uluğ Nutku, kavram ve durumlara farklı yaklaşımı ile henüz kitabın sunuş kısmında bile dikkati çekebilen enteresan bir felsefesi. Varoluş, nesensellik, bilimsellik gibi konular üzerinden donanımını okurla birlikte değil, okura rağmen aktarmayı marifet bilen düşünür. Tabi yer yer Gündüz Vassaf tarzı reddiyeleriyle dikkat çekse de bu ikisi arasında bağ kurmak zoraki ve ancak şu an yapabileceğim bir cüretkârlıktır. Ama yetenekli, donanımlı mıdır, evet gibi evet. Hele ki ölüm, vicdan, evrim ve kültürel devrim konularında yazdıkları ufuk açan, hayrete düşüren cinsten.
Bazı kanaatleri basit ama ilgiye layık. Örneğin genel bir insan ve insanlık tanımlaması etrafında dönen tartışmaların kısır oluşu gibi. Bunların yerine özel, öznel, hatta bölgesel bir insan ve insanlık tanımına girişilerek oraların sorunlarına eğilmenin daha evla olanağı görüşü var. Bu görüşü de acayip bir akademik tevazuyla yapabiliyor olması şu sıralar ihtiyaç duyduğumuz türden. Takdir edilsin ki ilmi değnek gibi kullanan bilenlerin cirit attığı bir dönemde zihne su serpiyor Uluğ hoca.
Tavsiye ehline minik, minicik bir izah olsun. Gerek görülürse daha da teferruata girerim. Tabi başka eklemek istediğiniz şeyler olursa da fazlasıyla minnet duyarız.