Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ümit Koşan

0.0/10
0 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
812
Görüntülenme

Hakkında

Unvan:
Yazar

Okurlar

8 okur okudu.
5 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir tutsağın, tek başına yıllarca tecrit edilmesi, onun sadece diğer tutsaklarla, ilişkisinin kesilmesi olarak anlaşılmamalıdır. (...) Bu uygulama duyumsal algılama yetisinin yok edilmesiyle sınırlı kalmaz, fiziki olarak imha edilmesine kadar gidilebilir.
Tecrit, kelime karşılığı olarak bireyin sosyal açıdan tamamıyla yalıtılması, interaksiyonu sağlayacak olanaklardan yoksun bırakılması, yaşamla olan tüm bağlarının koparılması demektir.
Reklam
Bir ülkede tabutluklar inşa edilmeye başladığında, işkencenin ya da cezaevlerindeki kötü tutsaklık koşullarının gizlenmesi için başvurulan yalanların sayısı daha da artmaya başlar.
(...) 1971 yılında Hamburg Üniversite Kliniği'ndeki bir araştırma bölümünde, deprivasyon deneyleri başlattı. Buradaki askerlein de katıldığı bir grup üzerinde yapılan deneyler, kameralarla donatılmış, ses geçirmeyen, karartılmış, manyetik alana karşı izole edilmiş bir tecrit odasında gerçekleştirildi. Deneğin kalp atışları, nefes alışları, nabız atışı sürekli olarak kaydedilmekte; konuşmaları ve davranışları dinleyiciler ve kameralarla gözetlenmekte ve sonuçlar son olarak bilgisayarda değerlendirilmekteydi. Deney için iki tür temel koşul vardır: 1. Duyumsal Deprivasyon: Duyumsal uyarılar mümkün olduğunca azaltılmakta, denek sesin olmadığı bir yarı karanlık odada bulunmaktadır. Bu şekilde böylesi bir ortamda uzun süre kalan kişinin duyumları süreç içerisinde özelliklerini yitirmektedir. 2. Algılanabilen Deprivasyon: Duyumsal uyarıların ölçüsü, hiçbir bilgi vermeksizin, normal düzeyde tutulmaktadır. Denek cam bir gözlükle, ışığı az olan, sürekli tanımlanmayan gürültünün olduğu bir odada tutulmaktadır. Deneylerin bu aşaması, kişinin algılama yeteneklerinin yitirilmesini hedeflemektedir. Deney süresince uygulanan tecritin denek üzerinde yarattığı etki; aşırı duyarlılık, korku hali, halüsinasyon, depresyon, baş ağrısı, yüksek tansiyon olarak saptanmıştı.
Türkiye cezaevlerinde aslında 1971 darbesinden bu yana Tecrit sistemi getirilmeye çalışılıyor. Tecrit sisteminin uygulamaya geçirme çabası konusunda ilk karar 1971 sonbaharında alındı. Mahir Çayan, Cihan Alptekin ve arkadaşlarının Maltepe Askeri Cezaevinden kaçmalarından sonra, yürütülen operasyonlarda özel savaş taktiklerinin uygulanmasına karar verildi.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
212 syf.
4/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kitabı tabutluklarda kalan tutsakların psikolojik durumlarını anlayabilmek amacıyla basımı ilk baskıdan sonra durmuş olmasına rağmen buldum ve aldım. Aslında bana bir kaynak olabilir düşüncesindeydim fakat bayağı bir hayal kırıklığı yaşadım. Mahkumları tek tek araştırmam lazım olduğu düşüncesine vardım kitabın doğruluğuna inanabilmem için. Çünkü Stefan Zweig'in Satranç romanından alıntısından sonra kitabın fake olabilme ihtimali uyandı zihnimde. Eşiyle birlikte 1942 yılında intihar eden Zweig, 1943 yılında nazi kamplarında tecrit edilip psikolojisinin bozulduğundan bahsedilmişti. Basım hatası da olabilir bilemiyorum. Kitabın büyük bir kısmı cezaevlerinin fiziki koşullarıyla alakalı. Ses yalıtımı, hücre sistemleri vs vs.. Sonuç olarak evet bir fikir gelişti kafamda ama sorularımın cevabını bulamadığım ve yanlı olduğunu sandığım bir yazarın kitabı kanaatine vardım. 18 yıldır bir kitabın ikinci baskısı olmamışsa bir bildikleri var demek ki..
Sessiz Ölüm - Tabutluklar, Beyin Yıkama ve Tecrit Hücreleri
Sessiz Ölüm - Tabutluklar, Beyin Yıkama ve Tecrit HücreleriÜmit Koşan · Belge Yayınları · 20008 okunma