Hayat bazen insanların kulağına eğilir ve şu sözcükleri fısıldar : "Bitti artık, zorlamaya gerek yok."Bu saatten sonra olaylara iyi tarafından bakmaya çalışarak boyun felci olmanın gereği yoktur.. Neticede hayat her zaman kazanır. Sen vagonların içinde hangi yöne koşarsan koş, hayat denen tren hangi durağa kadar gidiyorsa, o durağa kadar gitme mecburiyetin vardır...
Her insanın kendi içinde sakladığı nönemli yâ da önemsiz bir hikâyesi vardır... Ya sürükler onu peşinden yâda sürüklenir onun peşinden...
"Peki ya ben, hangisiydim?"
Bu saatten sonra olaylara iyi tarafından bakmaya çalışarak, boyun felci olmanın gereği yoktur. Neticede hayat her zaman kazanır. Sen vagonların içinde hangi yöne koşarsan koş, hayat denen tren, nereye gidiyorsa, o durağa kadar gitme mecburiyetin vardır. İnsanlar farkında olmasalar da bu döngünün içinde yaşayıp dururlar. Ama gerçek şu ki; hemen
herkesin hayatında ipin ucunu kaçırdığı bir dönem vardır.Kimileri ipin ucunu tekrar yakalar ve kaldığı yerden devam eder. Kimileriyse yok olur.
İnançta böyledir…
Hayatta birtakım hedeflere saplanmak, kendini zincire vurmaktır. Mutluluğun var olmadığını, cennetin var olmadığını, kazanacak ya da kaybedecek hiçbir şey olmadığını ve hiçbir şeyin özünün değiştirilemeyeceğini anlamak gerekir. Ve bundan sonra insana sadece ümitsizliğin kaldığına inanmak bir kere daha yanılmaktır. Çünkü ümitsizlik de bir yanılsamadır..
Bu akşam tele1 de gün bitiyor programında buluşuyoruz.
Sebebi belli Şeytanla Tanrıyı Konuştuk Zeynel Lüle'nin masasında.
İyi seyirler,
m.kitapyurdu.com/index.php?route...
Keyifli okumalar...