Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Varlık Özmenek

Varlık Özmenekİşte Sovyetler Birliği yazarı
Yazar
7.5/10
2 Kişi
6
Okunma
2
Beğeni
193
Görüntülenme

Varlık Özmenek Gönderileri

Varlık Özmenek kitaplarını, Varlık Özmenek sözleri ve alıntılarını, Varlık Özmenek yazarlarını, Varlık Özmenek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sovyetler Birliği'ne gelenlerin en çok sordukları soruların başında "eşitlik" kavramına ilişkin olaniann geldiğini söylüyorlar. Bu konudaki bazı soı:u ve yanıtları size aktarayım. ". Burada herkes eşit ücret mi alıyor'?" "- Hayır böyle eksik bir anlayış, emeğin nitelik ve niceliğine göre karşılığını verme ilkesine ters düşmez mi'? Bizce düşer. Yoksa, fabrikada yeteneğini geliştirerek icadlar yapan bir işçiye emeğinin karşılığını vermemiş olmaz mıyız'? Günde 80 kilo çay toplayan emekçiyle 150 kilo toplayan emekçi arasında emeğin niceliği açısından fark yok mudur'? Bizce vardır. Onun hem geliri artacaktır, hem de onu emek kahramanı seçeceğiz biz."
Ve o günlerde Mustafa Kemal Paşa iki ülke arasında kurulan dayanışmayı şöyle tanımlıyordu: "İki devlet arasında emperyalizmin saldırısına karşı mücadeledeki doğal ittifaktan ileri gelen bir dayanışma ... " Mustafa Kemal Paşa 10 Nisan 1922'de Lenin'e gönderdiği özel mektubunda da şöyle diyordu: "· Aramızdaki dostluk, her zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin izlediği politikanın temelini oluşturacaktır. Şimdi ülkelerimizin emperyalist ve kapitalist devletlerin başvurmaya başladıkları yeni yöntemlere karşı çabalarını her zamankinden daha azla birleştirmek zorunda oldukları kanısındayım ... "
Reklam
Emperyalist devletler Türkiye üzerinde paylaşım hesaplarını namlularının ucuyla yaparken, Sovyetler Birliği Türkiye'nin "misak-ı milli" sınırlarını kabul ediyor ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda Türkiye'ye destek olacağını ilan ediyordu ...
Y.K.Tengirşenk Atatürk dönemi Dışişleri başkanıydı.
Kremlin'deki görüşme salonunda Lenin kendilerini bekliyordu. Binaya geçtikten sonra merdivenlerden çıkıp görüşme salonunun kapısına gelmişlerdi. Kendilerine eşlik eden bir görevli kapıyı açmış heyet başkanı Yusuf Kenial Tengirşenk'i içeri buyur etmişti. Tengirşenk içeriye şöyle bir bakmış Lenin'i görememişti. İçeride sadece bir kişi vardı ve o kişi salonun ortasında duran uzun masanın çevresindeki sandalyeleri düzeltiyor, bir yandan da elindeki bezle masanın üzerini siliyordu. O kadar meşgul ki, kapının açıldığını dahi duymamıştı ... Tengirşenk kapının eşiğinde yanındaki görevliye sormuştu: "- İçeride ortalığı düzelten bir adam var. Lenin görünmüyor." O sırada " ortalığı düzelten adam" kapıdaki konuşmaları duymuş, gülerek onlara doğru gelmeye başlamıştı. Görevli,· Yusuf Kemal Tengir- şenk'e şöyle demişti: "- İşte o Lenin! ... " Ve röportajın burasında Tengirşenk ağlamaya başlamıştı. Kameraman ve sesçi arkadaşlar "ne yapalım?" gibisinden bana bakıyorlardı. Ben de, şaşırmama karşın "devam" işareti yapmıştım. Yusuf Kemal Tengirşenk devam ediyordu: "- O Lenin'miş. Lenin o adammış. Yanunıza geldi. Gülerek sarıldı bize. Hoşgeldiniz dedi..."
Ekim Devrimi'nin ilk günlerinden 1920'ye kadar Halk Komiserleri Konseyi'nin Genel Sekreterliğini yapan Vladimir Bonç, Lenin'in bu konudaki sözlerini nakletmeye devam ediyor. Şöyle sürdürmüş Lenin konuşmasını: "- Sosyalizm tüm ülkelerde zafer kazanacak, hiç kuşku yok. Insanların kardeşliği ilan edilecek ve bu, dünyanın heryerinde bir gerçeklik haline gelecek. Bizim kılıca ihtiyacımız yok. Bu bizim amblemimiz değil! ... Sosyalist devletimizin armasından kılıcı cıkarmalıyız ... " Bonç bundan sonraki salıneyi şöyle anlatıyor: · "- Vladimir llyiç, sivri uçtu, koyu bir kurşun kalemi aldı ve kılıcın üstüne 'iptal' işaretini koydu. Sağ kenarda da bunu yineledi. Diğer açılardan bu iyi bir desen. Eskisini onaylayalım. Sonra yeni-den görür ve Halk Komiserleri Konseyi'nde tartışırız ... Ve eskisini onayladı ... " "Devrimin Beşiği" Leningrad'da geçen bu tarihi olay, kabzası hançer olan o bizim minnacık kalemi süsleyen espriyi bugün açıklamaya da yeterlidir sanıyorum ..
SSCB armasının ortaya çıkışı
Sovyet devletinin armasının nasıl hazırlandığının öyküsü de ilginçtir. Bu olayı, Şubat ve Ekim devrimlerine etkin olarak katılmış ve devrimden sonra Devlet Basımevinin baş editörü, Devlet Edebiyat Müzesinin kurucusu, Lenin'in yakın çalışma arkadaşı Vladimir Bonç'un, anılarından okuyalım : "· Sovyet devletinin armasının
Reklam
Şimdi bir sanayi ve tarım kenti olan Gori'nin merkezi yerindeki Belediye binasının önünde bulunan Stalin'in büyük heyketini sağımza alır, kuzey yöne kentin girişine doğru yürürseniz 50-60 metre ileride parkın içinde yoksul iki göz odalı bir köy eviyle karşılaşırsınız. Yoksul bir Anadolu köy evine benzemekten öte ilginç yanı olmayan, biri mutfak, ötekisi 4-5 metre kare genişliğinde bu iki göz odalı evde doğmuştu Josef Vissarionoviç Cugaşvili, 21 Aralık 1879'da ... Tek pencereli, yan karanlık bu tek odacıkta eşya sayımı yapsanız onu geçmez. Bir tahta masa, bir sedir, bir sandalye, bir kilim ve üzerinde bir şilte bulunan tahta kerevet... Dünyanın Josef Stalin olarak bildiği Cugaşvili işte bu yoksul odacıkta doğmuş, yerlerde emeklemişti...
Sosyalist ülkelere gidip gelenler arasında bazılarından "kuyruklar" konusunu çok duymuştum. 1974 yıllarında Bulgaristan'a ilk gidişimde Sofya'da bunun için cadde ve sokaklarda yolumun üzerine çıkan dükkana girip çıkmıştım. Gerçekten "kuyruklar" vardı. örneğin büyük bir bakkaliye dükkanında, alışveriş yapmakta gelen kişi doğrudan tezgaha yürümek yerine kendisinden önce gelmiş olanın arkasında sıraya giriyordu. O dükkanda on kişi de olsa üç kişi de olsa, doğal bir kural haline gelen bu davranış gösteriliyordu. "Benden önce gelen, benden önce alır" gibi bir ilke yerleşmişti davranışlara.
Saat 23.()0'de gece yavaş yavaş sessizleşlyor Sovyetler Birliği'nde. Sinemalar, tiyatrolar;-otellerin yemek salonları, lokantalar kapanıyor. Söz buraya gelmişken, gerek Türkiye'de gerekse batının büyük kentlerinde bar-pavyon ve benzeri türden eğlence yerlerine alışkanlıkları ve para harcama şansları olanlar için kötü bir haber vermek zorundayım. Sovyetler Birliği 'nin gezebildiğimiz büyük kentlerinde eğlencenin bu türü yok. Hemen ekliyeyim, gerek gündüz, gerek gece hiçbir pornografik görüntüye rastlayamazsınız Sovyetler Birliği'nde. Gazete bayileri, kitapçılarda herhangi bir kitap ve dergi kapağında, ya da gazete sayfasında açık saçık bir fotoğraf göremezsiniz. Batıda ve özellikle son dönemde ülkemizde salgın halde bulunan pornografik dergi, kitap, film ve benzeri görüntü ya da, gösteriye rastlamadık. Yasal olarak yasak.
Tiflis'te bir yemek sırasında anlattılar. Aziz Nesin gelmiş, gezmiş Gürcistan'ı .. Aynlırken gene böyle bir yemekte , ". Gürcistan'ı yazarken, tavan 'dan başka bir şey görmedim, diye yazacağım" demiş. ". Niçin? " diye sormuşlar. ". Niçini mi var canım" demiş Aziz Nesin, "şerefe kadeh kaldırmaktan tavandan başka şey mi gördük? " . Bunu güierek anlatırlarken, galiba bu kez de ·Aziz .. Nesin'in şerefine kadehller kalkıyordu: · ". Bu gidişle galiba biz de tavan arasını yazacağız! .." Koyveriyorlar kahkahaları
102 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.