Romanları ve inceleme kitaplarıyla tanınan Storr’un yazıları Guardian, Sunday Times, New Yorker ve New York Times gibi prestijli yayınlarda yer aldı. Araştırmacı gazetecilik alanında ödülleri olan Storr’un erkeklere yönelik cinsel şiddet hakkındaki çalışması Uluslararası Af örgütü ve One World Press ödüllerine layık görüldü. Yazar, hikâye anlatıcılığı üzerine seminerler veriyor. Will Storr, aynı zamanda farklı isimlerle işbirliği yaparak gölge yazar olarak da çalışıyor.
Hikaye Anlatıcılığının Bilimi
Kitabın 143. sayfasında “Yabancı El Sendromu” (Alien Hand Syndrome) adı verilen bir sendromdan bahsediliyor. Bu sendroma göre uzuvlar (eller, kollar vs.) sahibinin iradesi dışında hareket edebiliyor. Çok enteresan!
Eğer kitap yazmayı düşünüyorsanız kesinlikle bana guvenebilirsiniz bu kitaptan öğreneceginiz çok önemli detaylar var. Yalnızca bir kitabın nasıl yazilacagi hakkında detaylar mevcut değil, insanin tabiatı hakkında da birbirinden ilginç şeyler öğreneceksiniz.
Hikaye veya roman yazmanın dışında insan gerçekliği üzerinde de fikir sahibi olacaksınız. Kitap beş bölümden oluşuyor. Dünyanın en çok okunan kitaplarından tutun da en edebi eserlerine kadar bir eseri unutulmaz kılan esasları ilmik ilmik insan psikolojisini de katarak anlatıyor. Karakter nasıl inşa edilir? Bir durum nasıl anlatılır gibi son derece önemli konular eserden örneklendirilerek verilmiş. Hele ki kitabın sonunda ek kısmı adeta bir yaratıcı yazarlık atölyesi gibi.
Kitabın dili son derece basit, kolay anlaşılabilecek şekilde yazılmış. Böyle zor konuları basitçe anlatan kitaplar bulmak kolay değil. Ayrıca bazı kitaplar üzerinden konu anlatılmış böylelikle yeni kitaplar da keşfedebilir yeni okumalar yapabilirsiniz.
İyi okumalar.
Tüm hayatımız aslında bir düşünceden ibaret. Gördüğümüz şeyler, düşüncemizle beraber iyi ya da kötü olur. Bir şeyi çok severek, beğenirsek, o şeye iyi deriz. Düşüncemizin sonucuna göre anlamlandırma işini yapmış oluruz. Nesneler, aslında gerçekte yoktur. Örneğin ağaç kelimesini duyduğumuzda gözümüzün önünde yemyeşil bir ağaç belirir. Ağacı nasıl görmek istiyorsak onu öyle hayal ederiz. Aslında bakacak olursak bu, bizim kendi düşüncemiz değildir. Toplum tarafından kabul edilen bir görüş. Genel olarak ağaç yeşildir der, böyle düşünürüz. Aksi hali aklımıza gelmez. Çünkü beynimizde böyle kodlanmıştır. Bu gibi düşünceler sizce de çok ilginç değil mi? Her şey sadece bir düşüncenin ürünü nasıl olabilir?...
Bu kitapta anlatılanlar bu gibi düşüncelerden ibaret. Yazarı hiç tanımıyordum ancak bu kitabı sayesinde onun hakkında pek çok fikrim oluştu. Şu ana kadar okuduğum kitaplardan çok farklı. Tesadüfen karşılaştığım bu kitabı isminden dolayı okumak istedim. Farklı bakış açıları kazanmayı sağlayan bu kitabı bence herkes okumalı. Düşünmeyi sağlayan bu eser, çokça ilgiyi ve değeri hak ediyor. Son olarak sözümü Tim Lott' un bu kitap hakkındaki yorumuyla bitirmek istiyorum: “Nasıl hikâye yazılacağını anlatan bir kitaptan çok daha fazlası. Yaşamanın ne anlama geldiğini anlatan bir kitap.”
Keyifli okumalar dilerim :))
Hikâyeler, karakterimizden kültürel kimliğimize kim olduğumuzu şekillendirirken yaşamın her alanına da sirayet ediyor: Siyaset, inanç, hukuk sistemi, iletişim, sanat… Uyuduğumuzda bile bir hikâyeyle rüya görüyoruz. Hikâye anlatımı, bizi insan yapan şeyin önemli bir parçası.