Osmanlı İmparatorluğu'nun bir zamanlar "millet-i sâdıka" dediği Ermenileri, geçerli bir gerekçe olmaksızın zorunlu göçe tabi tutmasında özel bir amaç aramak, tarihi olayları bilmemek veya görmezden gelmektir.
Esasen İslam Hukuku, ehl-i kitap olanlar dışında kalan dinlere hiç bir hayat hakkı tanımamaktadır. Oysa Türkler Bakanlardaki eski küçük toprak sahipleri ve küçük asilzade gruplarını ya yerlerinde bıraktılar veya yeniden teşkilatlandırdılar.
Voynuklar, Türk fethinden önce Balkanlarda yaşayan toplumların içinde küçük asilzade sınıfını oluşturmakta idiler. Fetihden sonra Türk yönetiminde genelikle voynuk teşkilatı içinde baştina denilen topraklarını tasarruf etmek üzere toplandılar.
I. Murad döneminde kurulduğunu söylediğimiz Voynuk teşkilatı bir ara II. Süleyman'ın saltanatının sonlarında 18 Ocak 1691 tarihinde bir fermanla kaldırıldı. Teşkilâtın bu ilk kaldırılışıdır.
Batı, on beş ve on altıncı yüzyıllarda Ortaçağın karanlığından kurtulmaya başlayıp yeni bir çağa girerken, İslam Dünyası Avrupa'nın Ortaçağına benzer bir döneme girmiştir.
Ayrıca bugün bayrağımızın rengini teşkil eden kırmızı rengin I.Murad döneminden kaldığı da ortaya çıkmış bulunmaktadır. Nitekim yıkılışına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun sancak ve bayraklarında kırmızı renk hakim olmuştur.
Hazret-i Muhammed bayrağı için sarı, Fatimîler yeşil, Emeviler beyaz, Abbasîler siyah rengi seçmişlerdi. Osmanlılar kırmızı rengi tercih ederken İran'daki Türkler yine geleneksel renkleri olan mavi rengi kullanmakta devam ettiler.
Osmanlı İmparatorluğu'nun bir zamanlar "millet-i sâdıka" dediği Ermenileri, geçerli bir gerekçe olmaksızın zorunlu göçe tabi tutmasında özel bir amaç aramak, tarihi olayları bilmemek veya görmezden gelmektir.