“Bugün, insanlığı savaş, sömürü, cehalet kıskacında süründüren tekeller düzenini külliyen reddetmeyen bir sanat ve edebiyata hiçbir değer vermediğimizin bilinmesi gerekir. Postmodernizm olarak adlandırılan sermaye güdümlü felsefe, bilim, sanat ve edebiyatı külliyen reddediyoruz.
İnsanı özgürleştirecek, birbirine arkadaş, kardeş, dost ve sevgili kılacak toplumsal kurgu’lar arıyoruz. İpek bir halıya benzeyen toprağın üzerinde yeryüzü cennetleri kuracak ütopyalar yazmak istiyoruz.
Çok uzaklardan geliyoruz, çok uzaklardan… Büyük bir karanlık ve unutma çağından çıkarken yeniden ve yeni gelenleriz.”
(...)Kültürel açıdan donanımlı kişi hangi işi yapıyorsa yapsın kültürel birikimi o kişinin eylemlerine yansıyacaktır.(...)
Ali Timuçin
Sanatsal Güzelde İyi ve Doğru Kavramlarının Yeri
40 Kuşağının bir özelliğini daha Karartma Geceleri’nde bulmak mümkün. Bu aydın kuşağı Cumhuriyetin eğitim ve bilgiye kavuşturduğu halk çocuklarından oluşuyordu. Bu nedenle bu kuşağın işçi sınıfı dünya görüşüne bağlanmasının sınıfsal bir dayanağı vardı. Bu kuşağın inancını ve umudunu her koşulda korumasında bu niteliği belirleyici oldu. Kaderini içinden geldiği halkla birleştiren bir aydın kuşağı ve edebiyat, halkın yaşadıklarına ilgisiz kalmadı.(...)
B. Sadık Albayrak
Karartma Geceleri’nde Bir Aydın Kuşağının İzleri