Yazarıyla Konuşanlar okuma grubumuzda eylül ayı konuklarımızdan olan Yiğit Karaahmet'in ilk Romanı Deniz Ne Kadar Güzel'i an itibariyle bitirmiş bulunuyorum
Birlikteliklerinin kırkıncı yılını kutlayan eşcinsel bir çiftin yaşamını konu alan kitabımız bir solukta okuyacağınız türden. Yazarımızın ilk kitabı olan Deniz Ne Kadar Güzel
Gazeteci Yiğit Karaahmet’in ilk romanı Deniz Ne Kadar Güzel, beklentimin çok üzerinde çıktı ve yeni kitabını merakla bekler oldum. Queer edebiyatla polisiyeyi birleştirme fikri çok dikkat çekici geldi.
Kitabımız, Büyükada’da geçiyor ve doğrusu Büyükada betimlemeleri çok başarılı Karaahmet’in. İnsanda Büyükada’ya gitme istediği uyandırıyor.
Fehmi ve Şener çiftimiz yetmişli yaşlarını süren ve kırkıncı yıldönümlerini kutlayan eşcinsel bir çift. Sakin ve huzurlu bir hayatları var, onlar için her şey yolunda sadece eşcinsel olduklarını insanlardan gizliyorlar. Ada halkı onları birbirlerine destek olan iki arkadaş olarak biliyor. Çünkü toplum çizgi dışı insanları sevmez ve onlar da mecburen ilişkilerini gizli yaşıyorlar. Hayatları rayında giderken bir gün yan köşke Deniz adında sorunlu fakat yakışıklı bir genç taşınır. Bu andan sonra Şener ve Fehmi’nin hayatları geri dönemeyecekleri bir yola girer.
Kitabı çok beğendiğimi ve çok severek okuduğumu belirtmek isterim. Üç gün gibi bir sürede elimden düşürmeden bitirdim. İlk roman olması sebebiyle ufak tefek boşluklar, eksikler mevcut ama bunlar gözüme hiç batmadı. Sadece büyük bir keyif alarak okudum.
Queer edebiyat seviyorsanız listenize eklemenizi öneririm, pişman olmazsınız
Pek çok güzel şey görmüş, en iyi şarapları içmiş, en iyi sofralarda oturmuş, dünyanın en şahane şehirlerinde tatiller yapmıştı ama ondan, gökkuşağının altındaki yarı çıplak Deniz’den daha güzel hiçbir şey görmemişti.
Kitabından çok yazarının ilgi çekebileceğini düşündüğüm bir post
.
İki sevgili Şener ve Fehmi’nin 40. yıldönümlerinde yaşadıkları Büyükada’daki evlerinin yanına Deniz ve ailesinin taşınmasıyla başlıyor herşey. Deniz 18 yaşında,genç ve yakışıklı bir erkek ve Fehmi’nin ilgisini çekiyor. Aslında bir kıskançlık öyküsü. Şener’in olayları farketmesi ve sonrasında Deniz’in başına gelenler.
.
Kitapta eşcinsellik konusunun halk içinde tabu olması ve gizlenmesi anlatılıyor. Amaç bu. Ama Deniz’in başına gelenlerden sonra bu çifte hak vermek,saygı duymak benim açımdan olanaksız. Çift olarak kabullendim onları okurken,ama Deniz’e yaptıklarından sonra ikisini de sevmedim. Aralarındaki anlatılmak istenen o büyük aşk asla bana geçmedi. Sadece iki büyük suçlu olarak kaldılar gözümde.
.
Yazar da aykırı biri. İnstagram sayfasını gezerseniz dediğimi anlarsınız.
.
Ayrıca olağanüstü bir konu değil. Edebi yönü zayıf. Sadece iki erkeğin aşkı ve fedakarlığı biraz farklılık yaratıyor. Kurguda bir hata görmedim. Dili basit ve hızlı okunabilen türden.
.
Okumak isteyene kısa özet geçmiş bulundum