Yıldız Akpolat Gönderileri
Yıldız Akpolat kitaplarını, Yıldız Akpolat sözleri ve alıntılarını, Yıldız Akpolat yazarlarını, Yıldız Akpolat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modernliğin katılığından tek çıkış: yaşamın estetize edilmesidir.
Simmel sosyolojisi bir Tin sosyolojisidir. Ya da tin sosyolojisi olmayan sosyoloji yoktur ancak Simmel sosyolojisi, farkındalığın kendi farkına varışıdır. Farkındalığın kendini itirafıdır.
Para, hayatı rasyonelleştirir. Zeka ve para birleşince, karakter yoksunluğu ortaya çıkar. Zeka gerçekliğin tarafsız aynasıdır. Zeka ve paranın yarattığı modern dünya soğuktur. Rasyoneldir. Objektiftir. Weber’in demir kafesi artık insan için soğuktur.
Genel olarak zorunlu gıda maddelerinin ucuz olduğu yerde kültür çok yavaş gelişir. Böylece alt-kültürlerde bu durum, kültür araçlarının pahalı olması ile sonuçlanır. Entelektüel faaliyetlerin artışı için gıda maddelerinin pahalı, kültür araçlarının ucuz olması gerekir. Çünkü geçimin kolay olduğu yerlerde işçi kendini geliştirmek be başarılı olmak dolayısı ile kültürü ilerletmek için çabalamaz. İş kesinlikle çabadır. İş kolaysa iş de yaratılmaz.
Durkheim’a göre, cezanın şiddeti kolektif bilinci kırma oranına bağlıdır.
Kadın erkeğe göre daha fazla doğa ile köksel birliğe sahiptir, bu yüzden de en doğal eylem, en evrensel eylem kişisel niteliklerini en fazla yaşadıkları eylemdir. Simmel’e göre, kadınlar ya hep ya hiç ölçütüne göre yaşarlar. Kadınlar, erkeklerden farklı olarak eylemlerine bütün varlıklarını adarlar. Bu yüzden toplum, fahişeliği, bir çürüme olarak görürken; çapkınlığı sadece onur kırıcı olarak değerlendirir.
Erkeklerin kadınlardan çoğul olarak bahsetmelerinin nedeni, kadınlarda tek bir şeyle ilgilenmeleridir. İnsanın en türe özgü eylemi en kişisel eylemi olan, cinsel eylemdir. Tamamen türe özgü olan bu eylem, kadın için oldukça mahremdir. Bu zıtlık, kadınların erkeklere göre daha derin bireyselleşme eğilimine sahip olmalarından kaynaklıdır.
Fahişelikte, Kant’ın ahlaki buyruğu olan, insanın amaç olması, aşılır; insan araçsallaştırılır. Tüm insan ilişkilerinde sadece fahişelik tamamen bir insanı araçsallaştırır. Toplumun fahişelikten iğrenmesinin nedeni; bir kadının en mahrem ve kişisel niteliğini paraya teslim etmesi ve insan onurunu araçsallaştırarak en alt seviyeye indirmesidir.
Para, fahişe gibidir, kolayca el değiştirilebilir olmayı ifade eder. Cinsel eylem, türe aittir ve kişisel özellik arz etmez. Fahişelik, cinsel eylem ve para kişileri eşitler. Bu üç unsurda kişisel farklılıklar tükenir. Paranın özü fahişeliğin özü ile aynıdır. Kayıtsızlık; bireye bağlanmayan, duygusal ilişkinin dışlanmasıdır.
Simmel’e göre, fahişelik gibi sonucu olamayan, kalıcılığı olmayan bir ilişki için para uyumlu bir araçtır. Bu ilişki bir nesneyi armağan olarak verme ile bağlanan sosyal ilişkiyi tamamen çözer. Spesifik bir nesne onu vereni bir miktar içinde taşır. Ancak para herhangi bir bağlılığı ifade etmez. Para, anlık olan cinsel iştaha en iyi hizmet edendir.
Özetle, para bir kişinin tatminini bir başka kişiye karşılıklı olarak bağımlı hale getiren ilişkinin ifadesi ve failidir.
Müstehcenliğin sunumu ve gerçeklik algısı, natüralizm dahil sanatın var olduğu sembolik dünyadan ayrılmasıdır. Entelektüeller hassas konularda ifade özgürlüğü kazanırlar. Daha önce yasaklanan şeye şimdi izin verilir. Utanç duygusu sorunun kendisiyle sınırlanır. Bu şekilde semboller ile gerçeklik arasındaki ilişki daha dar bir alanda dalgalanır.
Ya da Lacan’ın belirttiği gibi gerçek hiçbir zaman simgesel dünyada kelimeler ile ifade edilemez ve bundan ötürü gerçeklikle ilişkimizi sanatın dolayımsızlığında yeniden kurmaya gayret ederiz.
Para, bir şeyin yokluğunun telafisidir.