Hakkında
Yılmaz Öner 1928 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi'nden mezun oldu. Önce İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde, ardından Almanya'da Göttingen Üniversitesi'nde matematik ve fizik öğrenimi gördü. Bir yandan da Batı'nın bilim tarihi ve felsefesini inceledi. "Metafizik Şuur ve Matematik-Metafizik Hakkında" adlı ilk çalışmasını 1951'de yayımladı.
Kuramsal kitapların yanı sıra edebiyat çevirileri de yaptı. Oxford Üniversitesi'nde ve Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde bilim tarihi ve felsefe konulu konferanslar verdi ve bu konularda yapıtlar verdi. "Şiirin Lüzumu Yok!" adlı tek şiir kitabını ise 1982'de yayınlandı.
Unvan:
Türk Felsefeci, Yazar, Çevirmen
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 12 Eylül 1928
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 31 Ekim 2003
Okurlar
4 okur beğendi.
14 okur okudu.
40 okur okuyacak.
Çevirdiği Kitaplar
Parıltılar
7.8/10
Modern Doğa Anlayışı ve Kuantu...
9.2/10
Tarih ve Sınıf Bilinci
6/10
Büyük Bir Devletin Doğuşu: Osm...
7.8/10
Gündelik Hayatın Sorunları
8/10
İçimizdeki Kavga
7/10
Finans Kapital
10/10
Doğa Bilimlerinde Pozitivizm
8/10
Marksizm ve Felsefe
9/10
Sosyalizmin Güncel Meseleleri
0/10
Uluslararası Yeni İş Bölümü ve...
0/10
Komplo
0/10
Sözler ve Alıntılar
"Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır, bilerek yapılan hata ise ihanettir"
Kaynak bilinmemekte.Kitabı okudu
İyice görüyorum artık düzeni.
Orada, bir avuç insan oturuyor yukarıda,
aşağıda da bir çok kişi.
Ve bağırıyor yukardakiler aşağıya:
"Çıkın buraya gelin ki,
hepimiz olalım yukarıda."
Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
Kitaplar yalnız kralların adını yazar.
Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?
Bir de Babil varmış, boyuna yıkılan,
kim yapmış Babil'i her seferinde?
Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar
altınlar içinde yüzen Lima'nın?
Ne oldular dersin duvarcılar Çin Seddi bitince?
Yüce Roma'da zafer anıtı ne kadar çok!
Kimler acaba bu anıtları diken?
Sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri?
Yok muydu saraylardan başka oturacak yer
dillere destan olmuş koca Bizans'ta?
Ama iyice gözlediğinde görüyorsun,
neyin saklı olduğunu
yukardakilerle, aşağıdakiler arasında.
Bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta.
Yol değil ama.
Bir tahta bu.
Ve şimdi görüyorsun açıkça;
Bu bir tahterevalli tahtası.
Bütün düzen bir tahterevalli aslında.
İki ucu birbirine bağımlı.
Yukardakiler durabiliyorlar orada,
sırf ötekiler durduğundan aşağıda.
Kışkırtıcı
Şurada, şu tabutta yatan
Ya da kemikleri, kafatası geride kalan biri
Ardında belki kahredilmiş sessizliği bırakan
Kışkırtıcının tekiydi!
Belânın köküdür, dendi
Atılsın denildi çukura, en iyisi denildi
Mezarına tek başına gitsin karısı.
Başkaları da gitse çünkü
Mimlenirdi.
Şu, tabutun içindeki
Nelere kışkırtmadı ki
Sayfa 13 - Belge YayınlarıKitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
