Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yılmaz Sezgin

Yılmaz SezginSinop’ta İdam Geceleri yazarı
Yazar
8.6/10
6 Kişi
41
Okunma
3
Beğeni
2.282
Görüntülenme

Yılmaz Sezgin Sözleri ve Alıntıları

Yılmaz Sezgin sözleri ve alıntılarını, Yılmaz Sezgin kitap alıntılarını, Yılmaz Sezgin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neden ayrılık olunca, herkes susuyordu? Suskunluk daha mı büyük bir dildi?
Sayfa 32 - AramKitabı okudu
Insan birçok şeye bakar, birçok şeye ilgi duyar; ama her şeyi kendine dert edinmez ya da bunların kendi meselesi olmadığına inanır.
Sayfa 109
Reklam
Bir kez daha önyargının, eğitimsizliğin toplumdaki cehaleti ve ilkel inanışi nasıl güçlendirdiğini anladım.Bir insanın başka bir insanı yiyebileceğine inandırılan bir toplum, kim bilir boş bir inanç uğruna kaç bin insan öldürebilirdi.
Sayfa 97
“Ne tuhaf değil mi? Ölüme giden yaşamda kalanı, yaşaması için teselli ediyordu...”
Demek ki ölüme böyle gidiliyordu.Hiçbir şeyi umursamadan, geriye götürecek hiçbir şeye takılmadan, sadece idamı düşünerek...
Sayfa 38
-“Kemal,sen bu sefer ölmelisin! Eğer ölmezsen seni koğuş koğuş dolaştıracağım ama eğer ölürsen de mezarının başında kadeh tokuşturacağım.” - “Esat ben Kemal pir’im! Ben öleceğim. Ama sen aya da gitsen üç kurşundan kurtulmayacaksın.” Esat Oktay yıldıran 22 Ekim 1988’de Ümraniye’de bir halk otobüsünde kafasına sıkılan üç kurşun ile öldürüldü. Öldürülmeden önce de kendisine laz Kemal’in selamı olduğu söylenmiştir.
Reklam
Aslında insanın yalnızlığı diye bir şey olduğuna tam inanmadım.Çünkü o yalnızlıklarimda her zaman bir yerlere, bir kalabalığa ulaştım.
Sayfa 67
Kendini idare etmesini bilmeyen insanlara hürriyet haramdır.
Sayfa 86 - AramKitabı okudu
Bu memleketin acılarını kimse yazamadı.Hasret dolu gecelerini ve korku dolu bekleyişle geçen senelerini kimse anlatamadı.Diyarbakır zindaninda yaşanan Eylül kıyımını...Bir gün konuşacak olursa duvarlar, elbette ki çözülecek malta aralarında işlenen cinayetlerin sırrını ve söze dökülemez daha binlerce olayı...
Sayfa 25
Reklam
Aslında insanın yalnızlığı diye bir şey olduğuna tam inanmadım. Çünkü o yalnızlıklarımda her zaman bir yerlere, bir kalabalığa ulaştım.
“Düşündü genç adam Kulaklarında ezgisi dalgaların Düşündü günler ve geceler boyunca ki otuz yaşına yeni varmıştı daha Ataktı Cesur ve inatçıydı... Ve kalbi Belki her zamankinden çok Büyük, güzel Güzel ve haklı bir şeyler yapmak arzusuyla çarparken Ömrüm on beş yılını Sinop zindanının surları arkasında bırakmak...”
Sinop'un Hanı Tüketilirken
Tutsaklığın özü her türlü tüketilmeye direnmekte yatıyor.Tutsak nerede olursa olsun ve nerede tutsak olunursa olunsun direnerek ancak insan kalınabileceğini biliyor.
Sayfa 21
Türkiye'nin siyasal ve kültürel tarihi aynı zamanda bir zindanlar tarihidir.
Sayfa 18
Yaşamak zor geliyordu gelmesine de anlamını yitirmesinden korkuyordum.
Sayfa 140 - AramKitabı okudu
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.