Yazarın ilk kitabı, "şu deli gönül ne zaman dinecek ey gönül" cümlesi ile başlar ve dinmek bilmeyen gönül yorgunluğunun peşinden gitmeyi, zamanın meşhur sokaklarında kendini bulma arayışını hiçbir zaman bırakmaz. Ona göre gönül yorgunluğu, düşünce ve vicdan muhasebesinin harmanlanması ile başlar, zamanın ihaneti ile devam eder.
Yazar, genellikle zaman ve ihanet kavramları ile harmanlanmış eserler vermeyi, insanın çaresizliği ve bunun dışa vurumu üzerine eğilmeyi sanatına merkez edinmiştir. Zaman kavramı onun için her zaman esrarengizliğini korumuş, zamanın ihanetini kabul edememiş ve zamana karşı çaresizliğini şiirlerinde yansıtmıştır.
89 yılında Samsun'da doğan yazar; şiir, hikâye, makale ve roman gibi çeşitli edebiyat alanları üzerinde çalışmalar yapmaktadır. İlk şiirini dokuz yaşında, ilk uzun metrajlı çalışmasına ise üniversite yıllarında makine mühendisliği alanında tahsil yaptığı yıllarda başlamıştır. Fazla eser değil kaliteli eser üretme bilinciyle eserlerini yayınlamayı tercih eden yazar, şu an hala memleketinde ikamet ediyor olup mesleğini ve sanatını icra etmektedir.
bekleyemedin,
oysa ölürüm demiştin.
ölümü bekleyemedin,
beklemeliydin oysa
yoldaydım,
ölümü köşeye çekmiş,
hizaya getiriyordum
ve sana açmıştım kollarımı
ama sen ölemedin.
susuyorum kardeşlerim
ta ki susuzluğuma çareler bulana dek
dilimi bir keşkeye bağlayıp
‘hayırlısı'larda kalıyorum
susuyorum kardeşlerim
size haberler verene dek
suskunluğumda merhem arıyorum
bulana dek
bir ağaç ve yaprakları taşıyan dal;
insan yüreği gibi,
ağır gelmez onca yaprak o dala,
daha fazlasını da taşıyamaz.
taşırsa ya eğilir ya kırılır,
kırıl ama eğilme!
Şu deli gönül,
nezaman dinecek ey yunus gönüllüm
Hak mıdır gönlüne cektirdiğin bu zulüm
Depreşme artık hayat ile, kabul et yenildin
Bu gönüle sen ne çile çektirdin..
suskunum
tüm sözlere karşı
tüm ithamlara rağmen suskunum
susmak nedir bilir misiniz siz
konuşacak hiçbir şeyin olmaması
aslında içinizde sabaha kadar konuşacak bir adam vardır
ve kendini tutuyordur
kendini tutmanın ne demek olduğunu bilir misiniz siz
Lütfen nişanlanırken, evlenirken,
çocuk yaptığınızda toplumun israf furyasına uyup ''desinler'' diye ''gösteriş olsun'' diye abartılı beklentilerde bulunmayın.
Bu parayla bir mazlumu güldürün bir fakiri sevindirin..
İnfak olmadı mı, yiyin için ihtiyacınız olan birşeyi alın.
Ama bu kadar abartılı olmayın.
Şimdilerde moda olan bu tarz abartılı kutlamalara destek olarak, yayılmasını sağlamayın..
Daha cocuk doğmadan isim partisi,
Lohusa partisi,
Dişi cıktı partisi,
Çişini yaptı partisi, gibi fuzuli masraflar gerektiren kutlamalardan uzak durun..
Dünyada insanlar açlıkla, yoklukla savaşırken.
Özellikle israfın haram olduğunu bildiren bir dinin mensubu olduğumuz halde
toplum olarak bu çılgınlığa hep birlikte dur diyemiyorsak yazıklar olsun bize...
İSRAFA SON VERELİM❗
TOPLUMSAL YOZLAŞMA DEĞİL, EGOSUZ KİBİRSİZ BİR TOPLUM DİLEĞİYLE .
Merhaba Yunus Emre bey, kaleme aldığınız ilk şiir kitabınız ‘Geç Kalanlar’ hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Geç Kalanlar kitabı, "şu deli gönül ne zaman dinecek ey gönül" cümlesi ile başlar ve insanın dinmek bilmeyen gönül yorgunluğunun peşinden gitmesini, zamanın meshur sokaklarında kendine yol bulma arayışlarını anlatır