Çocuk gelinler yalnız Türkiye de ya da Müslümanlar arasında değil dünyanın başka yerlerinde de önemli bir meseledir. Örneğin Hint yarımadası dünya da çocuk evliliklerinin en sık görüldüğü ikinci bölgedir.
“ Erken yaşta yapılan evlilikler mutsuzluğa, mutsuzluk baskı ve şiddete, baskı ve şiddet ruh problemlerine ve yaşam amacının kaybına, yaşam amacının kaybolması da intiharlara yol açmaktadır…”
Batman Emniyeti çocuk subede görevli bir yetkili "kime 'çocuk gelin' denileceği bize ve savcılara göre değişmektedir.
“Bizim çocuk gelin diye ifadesini alip savcılığa yolladığımızı , onlar yetiskin diyip eve yollamaktadırlar" diyerek bu konuda kurumlar arasinda bir birlik olmadığını ifade etmistir. Toplumda da bu konuda bir görüş birliği olduğunu söylemek zordur.
Bir kesim kızların erken yaşta evlendirilmesine "evcilik" gözü ile bakmaktayken
diğer kesim "evlilik" gözü ile bakmaktadir…
Diyarbakır da doğmuş büyümüş biri olarak yapılan araştırmanın realitesi gerçekten çok yüksek , çünkü bende bir çocuk gelinin son oğluyum, annem 13 yaşında evlenmiş , annemi ilk geldiklerinde dışarda ip atlıyormuş , içerden çağırmışlar eline yüzüğü takmışlar , annem ne olduğunun farkında bile değilmiş , hatta nişandan( istemeden ) hemen sonra tekrar ip oynamaya çıkmış . Tabi bu durumlar ilerleyen günlerde ayıplanmış ve annem nişandan 15 gün sonra evlenmiş . Çok derine inmeyeyim ne yazık ki diğer çocuk gelinlerle benzer durumlar yaşamış .Makalede dikkatimi çeken en önemli noktalardan biride çocuk gelin olan annelerin kız çocuklarının da çocuk gelin olduğu bunun başlı başına araştırılması gerektiğini düşünüyorum .
Araştırma gerçekten çok değerli ama sadece güneydoğunun ele alınmış olması bu değerli araştırmayı eksik bırakıyor . Sayısal veri olarak belki güneydoğu kadar olmasa da Türkiye’nin neredeyse 7 bölgesinde de çocuk gelin olayları , erken evlilikler fazlasıyla var bu anlamda sadece güneydoğunun ele alınması bölge insanına haksızlık olduğunu düşünüyorum .
2014/2015 yıllari arasında isid zulmunden kacmaya calisan sincan(sengal) ezidileriyle ilgili yapilmis bir arastirma sonucudur bu kitap. Isid tarafindan saldiriya ugrayan kacis yollarinda acliktan susuzluktan can veren insanlarin yakinlarinin tanikligiyla bir dram var bu kitapta.
Turkiyeye siginan cadirkentlerde yasam mucadelesi veren isid korkusu surerken icinde bulunduklari sartlarin dinlerinden dolayi dahada kotuye gitmesi, kadinlarinin, cocuklarinin halen isidin elinde olmasi, verdikleri kayiplar ve dunyanin onlari gormemesi. Özellikle savaslarda kadinlar daha cok yara alir, tecavuze ugrayan, kacirilip kole pazarlarinda satilan, yasina gore fiyat bicilen inanmak istemeyecegimiz kadar gercek ve aci durumlarla yuzlesiyoruz bu kitapla.