Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yvette Biro

7.0/10
1 Kişi
4
Okunma
1
Beğeni
479
Görüntülenme

Yvette Biro Sözleri ve Alıntıları

Yvette Biro sözleri ve alıntılarını, Yvette Biro kitap alıntılarını, Yvette Biro en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dreyer, Bresson, Bergson, Tarkovsky ve Cavalier için insan yüzü fiziksel gerçekliğinin yanı sıra, derinden hissedilen kutsal bir kavrayışı temsil eder.
Abbas'ın yönetmen koltuğunda seyirci vardır hep
Daha yakın zamana ait başarılı filmler arasında Abbas Kiaostami'nin Through the Olive Trees (1994) filmi şimdiden başyapıt unvanını kazanmış durumdadır. .... Kiarostami filmin sonunu tamamen açık bırakır. Uzaktan baktığımız için yalnızca bir noktada delikanlının döndüğünü ve geriye doğru yürümeye başladığını görürüz. Bir şey mi oldu? Cesaret buldu mu? Yoksa bu faydasız yalvarmadan ya da kızın saldırgan kayıtsızlığından yorulduğu için mi geri döndü? En azından müzik başka bir ruh haline kayar: Daha canlı ve umutlu hale gelmiştir. Tam olarak neler yaşandığını bilmesek de onların kaderlerini önemseriz. Delikanlının kederi aracılığıyla aş­kın anlamını tüm ıstırabı, neşesi ve belirsiz sonuçlarıyla birlikte deneyimleriz. Geleceğe ilişkin soluk bir ima vardır: Henüz hiçbir şey bitmedi. Ama buraya ulaşabilmek için bir tür sabır ve yalnızca büyük müzik çalışmalarının iyi işlenmiş ritenutosuyla ilişkilendirilebilecek çok duyarlı bir duraksama / oyalanma zorunluydu. Burada tüm yapıtın duygusal içeriği ve özü, bilinçli olarak esirgenmiş bir sonucun geriliminde, askıya alınmış zamanın anlannda özetlenir.
Reklam
Cavalier şöyle der: "Yüz ile ilgilendiğimde gerisi önemini kaybeder. Başka bir yerden gelenlerin tamamı, sürekli olarak yüz tarafından üretilen ve doldurulan filmin sıra dışı enerjilerini emmekten fazlasını yapmaz."
"Yavaşlık ve hafıza, telaş ve unutma arasında gizemli bağ­lantılar vardır" der Kundera. "Varoluşsal matematikte bu ilişki bir dizi yalın denklemde ifade bulur: Ağır işleyiş anımsamanın, hız da değeri unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. lçeriğe belirli bir biçim vermek salt estetikle değil, bellekle de ilgilidir. Çünkü biçimde eksik olan bellek için de erişilmez olandır."
Tartışmasız klasiklere dönersek, Bergman ve Fellini sahnenin merkezindeki yerlerini almalıdırlar. Yaban Çilekleri (Wild Strawberries/1957), Persona (1966) ve Çığlıklar ve Fısıltı­lardan özitiraflarla oluşturulmuş 8:1/2'a değin, açıktır ki bu filmler Freud'ün rüya çalışmalarının zekice işlenmiş ve eksiksiz temsilleridir. Bu çalışmalarda, ıstıraptan, bastırılmış hafıza temelli imgelem tarafından uyandırılan acıdan farklı olan düşlerin endişe verici gerçekliğiyle tanışırız. Deneyim acı verse ve öyküleri yararsızlık ve utanç duygusuna gömülse bile; sanki karakterler kendine özgü bir gerçek dışılık biçimiyle boğuşuyormuşçasına trajediden uzak kalırlar
Geçmiş zaman ve gelecek zaman Olmuş olabilecek ve olmuş olan İşaret eder her zaman şimdi/burada bulunan sona. T. S. Eliot
Reklam
Lirik sessizliğin işlevi açık olarak çok derindir. Yalnızlık, hüzünlü acı ya da umutsuzluk ile tanımlanan filmleri düşündüğümüzde, sessizliğin daha yumuşak ve şiirsel bir hava yaratacağı çok açıktır
Kızgın Boğa orta sıklet bir boks şampiyonu olan La Motta'nın örnek niteliğindeki "yükseliş ve düşüş" öyküsünü anlatır. Filmdeki hızın sınırlarını belirginleştiren yan yana gelişler, Motta'nın kariyerini çağrıştırır niteliktedir. Bize uç karşıtlıklar sunulur. Boksun saldırganlığı ve oyunun vahşi şiddeti, hareketin neredeyse nazik lirizmiyle karşı karşıya gelir. Film ağırlıksızlığın yavaş dansıyla açılır; bu bizi süzülen, kontrollü hare­ketin karşıtının yaklaştığı yolunda uyaran yapay bir biçemsel yöntemdir. Bir boksörün ringde -sanki havada yüzer gibi ağır, koreografik dansını görürüz. Böylece özel bir zaman dilimine gireriz; sıkıştırılmış şiirsel bir zaman, ana karakterin iç dünyasını çizmektedir. Çünkü boks şampiyonu figürü salt iş­levselliğe indirgenemez. Jake La Matta karmaşık bir karakterdir; değişimleri ve karşıtlıkları izleriz. Burada fiziksel meydan okumanın en saldırgan biçimini oluşturan bir spor, dansa dö­nüşmüştür. De Niro'nun bedeni, rüzgardaki çimler gibi nazik­çe eğilip bükülür. Mascagni'nin büyük operası duyulur - temanın tam özüne yönlendiren etkili bir karşı-sürüm.
Belirsizlikle uğraşan çağdaş sinemacılar arasında en seçkin ve anlaşılmaz olan yönetmen David Lynch'tir. Mullholland Çıkmazı'nda (Mullholland Drive/2001) kasıtlı olarak yanlış yönlendirici ipuçlarıyla kabusvari, neşeli ve rahatsız edici öğeler öyle tuhaf bir yolla harmanlanmıştır ki, finalde bile filmin gerçek çekirdeğinin ne olduğundan emin olamayız. Aslında on iki bölümlük bir televizyon dizisi olarak planlanmış filmin son bölümü, ortaya konan fragmanların olası potansiyel versiyonlarından biridir. Müzmin bir spekülatör olan Lynch, her bölü­mü bilmecemsi yanlarını korumayı seçmiştir: Bunlar gerçek mi yoksa fantazi sahneleri mi, rüya mı yoksa hayal gücü mü­dür? Yoksa hepimiz kadın kahramanın hafıza kaybının kurbanları mıyız ve / veya kayıp parçalar nedeniyle bilinmeyen bir boşluğa mı düştük? Hangi "kart"ın entrikanın bir parçası oldu­ğunu ve düzensizliğin oyun için ne derece özsel olduğunu asla bilemeyiz. Bakış açısındaki (kimin bakışı, hangi açıyı izliyoruz?) sürekli değişim kaçınılmaz olarak, içinde yalnızca ıstı­raplı korkunun kalıcı olduğu, yarı ciddi, ironik ve tepe taklak olmuş bir melodrama yol açar. Lynch'e göre bu korku, fazlasıyla rasyonel bir evrenin parçalara ayrılmasının kötücül (ya da yalnızca neşeli) macerasıdır.
Uzay ve zamanın fethinin başta yarattığı heyecanın ardından, zaferin bedeliyle yüzleşilmelidir
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.