Zeev Sternhell

Zeev SternhellFaşist İdeolojinin Doğuşu author
Author
8.0/10
1 People
14
Reads
1
Likes
250
Views

About

1935 yılında Polonya’da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan Zeev Sternhell küçük yaşta babasını kaybetmiş, annesini ve ablasını da Naziler öldürmüştür. Savaş yıllarını bir subayın yardımıyla çıkardıkları Polonyalı Katolik kimlikleriyle amcası ve halasıyla birlikte geçirmiş, savaş bittiğindeyse Kızılhaç tarafından bir çocuk treniyle Fransa’ya gönderilmiştir. 1951 kışında, 16 yaşındayken bir Yahudi gençlik örgütü himayesinde İsrail’e gönderilmiş ve Magdiel gençlik köyüne yerleştirilmiştir. Sonraki yıllarda Sina Savaşı, Altı Gün Savaşı, Yom Kippur Savaşı ve Lübnan Savaşı’na katılmıştır. 1957-60 yılları arasında Hebrew University of Jerusalem’de [Kudüs İbrani Üniversitesi] politika bilimi ve tarihi okumuş, 1969’da Institut d’Etudes Politiques de Paris’te doktorasını tamamlamıştır. 1976’da The Jerusalem Quarterly’nin editörü olmuş, 1981’de mezun olduğu üniversitede hocalığa başlamıştır. Halen Kudüs’te yaşayan ve Hebrew University of Jerusalem’de Tarih ve Politik Bilimler Bölümü’nün başında olan Zeev Sternhell evlidir ve iki kız çocuğu bulunmaktadır. Eserlerinden bazıları şunlardır: “Fascist Ideology”, Fascism, A Reader’s Guide, Analyses, Interpretations, Bibliography, der. Walter Laqueur, University of California Press, Berkeley, 1976, s. 315-376. Ni droite ni gauche. L’idéologie fasciste en France, Paris: Éditions du Seuil, 1983; İngilizce çevirisi: Neither Right nor Left: Fascist Ideology in France, Princeton Univ. Press, 1995. The Founding Myths of Israel: Nationalism, Socialism, and the Making of the Jewish State Princeton Univ. Press, 1999. Maurice Barrès et le nationalisme français, Bruxelles: Editions Complexe, 1985. La droite révolutionnaire, 1885-1914. Les origines françaises du fascisme, Paris: Seuil, 1978 ve Paris: Gallimard, “Folio Histoire”, 1998. Les anti-Lumières: Une tradition du XVIIe siècle à la guerre froide, Paris: Fayard, 2006 ve Paris: Gallimard, 2010.
Title:
Yazar
Birth:
1935

Readers

1 readers liked.
14 readers read.
22 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Kısaca Faşizm der ki; Büyük balık küçük balığı yutar bu doğa kanunudur
Faşizmin, XIX. yüzyılın sonunun siyasi sahnesinde ortaya çıkacak iki önemli kurucu elemanının birincisi sosyal Darwincilik ve sıklıkla da biyolojik determinizm temelli grup milliyetçiliğidir.
Faşist ideolojiyi biçimlendirecek ikinci önemli bileşeni, liberal ve burjuva karşıtı milliyetçiliğin de paylaştığı Marksizmin materyalizm karşıtı revizyonudur. Düzen karşıtı aşırı solu olduğu kadar, milliyetçi sağı da peşinden sürükleyen bu başkaldırı, sosyalizmin yeni bir versiyo­nunun radikal milliyetçilikle birleşmesine izin verir.
Reklam
Faşizm, modernleşmenin bütün nimetlerini, kapitalizmin bü­ tün başarılarını elinin altında toplamaya yönelse de, pazarın kurallarını ve doğal düzenin bir parçasıymış gibi tasarlanan özel mülkiyeti asla tar­tışma konusu yapmasa da, burjuva değerleri düşman beller: liberalizm, demokrasi, evrenselcilik, bireycilik. Faşist düşünce sistemi yalnızca li­beral ve demokratik praksisin yadsınmasına değil, onların felsefi ilke­lerinin reddine de dayanır. Aynı şekilde, ilk sırada reddedilen Marksist praksis değil (hiç kuşkusuz tarihte şiddetin rolüne değinen her şey gibi); Marksizmin rasyonalist, Hegelci içeriği ve determinizmidir. Onun için kötü olan, isyan değil; tarihsel materyalizmdir.
Kautsky ve Erfurt Programı:
1891 Erfurt Programı'nın en önemli yazarıdır. Erfurt Kongresi, hem Alman Sosyalist Partisi'nin "Marksistleşmesi"ne hem de İmparatorluğun politik yaşama girişine adanmıştır. Bu nedenle bu belge, çok çabuk bir biçimde, Batı Mark­sizminin de tartışıldığı güçlüklerin dev aynasına dönüşen temel bir muğlaklığa dayanır. Bu belirsizlik, Erfurt Programme'ın kuramsal tara­fının devrimci -daha çok "sınıf mücadelesi" - yapısı ile politik ve pratik tarafının "reformist" ve tam anlamıyla demokratik içeriği arasındaki bir çelişkiden kaynaklanır.
Devrimden komüne, "vatan dini" ile "insanlık dini"nin bir sentezine de kalkışan bu yeni milliyetçilik için, millet, canlı varlık benzeri bir organizma demek­tir. Bu "topyekun" milliyetçilik, bir etik, bireyin iradesinden bağımsız olarak, bütün gövdenin çıkarı adına telaffuz edilen standart bir tutum bütünü gerektirir. Tanımı gereği bu yeni milliyetçilik, her türlü evrensel ve mutlak ahlaki normu inkar eder: Hakikat, adalet, hukuk topluluğun ihtiyaçlarını karşılamak için mevcuttur. Kapalı ve geçit vermez bir bi­ çimde tasarlanan bir toplum vizyonu, rasyonalizm karşıtı bir şiddet ve aynı şekilde bilinçdışının akla olan üstünlüğü gerçek anlamıyla grup odaklı bir millet vizyonuna biçim verecektir.

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
Henüz kayıt yok