Yüzünü biriktiriyorum şimdi.
Soyları kocalarının adında eriyen
göçmen kadınlar gibi, hüzünlü ve sesim titreyerek
ne kadar alışkınım bilsen
bütün kanamalara... gülümseyerek.
"Belki de benim o kuş,
tren camlarında bir görüp yitirdiğin,
belki de kanat vuruşlarımdır içinde uçuşan o sevinç, o ayrılık, o keder...
gitmekle kalmak arasında çoğalan hüzün, yüzümdür belki dolunay...
Belki de benim o kuş yüreği sıcak, elleri yok." *