Kitaplar yalan söylememişti. Burası, onlara ulaşamadığı için çoğu zaman kuşkuyla yaklaştığı bütün o maceraların gerçek olduğu yerdi; başka yerlerde suskun evlere gizlenen dünya buradaydı; yaşantı, macera, yazgı buradaydı. Burada birçok kademenin yaşamın yaldızlı ışıltısına doğru indiğini hissediyordu..
“Tüm hayat söz konusu olduğunda korkunç kaderciyimdir. Çünkü hayatının bir yazgı olduğuna inandıktan sonra büyük, şaşırtıcı, serüven dolu, korkunç bir uğraş bekler seni: Yazgını keşfetmek; yazgını keşfe çıkmaktan yılmamak... Yüreksizler ya da sıradan insanlar ürkerler bundan. Benim kendimi beğenmişliğimin sırrı budur işte. Ben yazgımdan korkup çevreme duvarlar örmem. Ne olursa olsun, onu keşfetmekten gurur duyarım. Çünkü o benimdir.”
Reklam
Köleleştirilen insan, yapısı bakımından değil, yazgısı ba­ kımından köle olmuştur. İnsanın doğal özgürlük isteği yok edilemez, bu istek bastırılabilir, ama yok edilemez..
Can YayınlarıKitabı okuyor
Yazgı, kendisine karşı koyacak erdemin var olmadığı yerde gücünü gösterir. Şiddetini erdemin olmadığı yere yönlendirir, çünkü bilir ki orada onu engelleyecek setler ve bentler yoktur.
Yaşamayı bilmeden yaşayan bizlere (benim ender benzerlerime ve bana), her şeyi reddetmekten başka hayat tarzı, dünyayı seyretmekten başka yazgı kalıyor muydu?
Sayfa 27 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Keşke biraz daha katlanılır olsaydı.
"Ne yapalım herkesin yazgısı kendine Hiçbir yazgı da kolay katlanılır değildir."
Reklam
Küçük şeylerden filizlenen, büyüyen balta girmemiş or­man. Ona yazgı diyoruz, ama masa saatinin içine nasılsa girip altı rakamının dibinde ölmüş kalmış küçük bir sinek de diyebiliriz. Çünkü artık burada, bu dünyada her şey parça­lar halinde ve her bir parça diğerinin yerine geçebiliyor. Ya­dırgamıyoruz. Çıldırmamız gerek ama yadırgamıyoruz.
Sayfa 97 - İletişim Yayınları, 7.BaskıKitabı okuyor
"Nicki," diyorum.Üzerinde beyaz bir tişörtle lacivert bir etek var. Mavi bir Nike logosu bulunan beyaz 210'larını giymiş. "Carrie." "Nasıl hissediyorsun?" diyorum. "Bileğin nasıl? Sırtın nasıl? Üzerine oynayabileceğim herhangi bir sakatlık?" Nicki gülüyor. "Ne yazık ki yüzde yüz iyi hissediyorum." "Güzel," diyorum. "Galibiyet daha tatlı olacak." Nicki başını iki yana sallıyor. "Yıllar önce, daha çocukken senin bir röportajını okumuştum," diyor. "Babanın sana Akhiellus dediğini söylediğin." "Evet," diyorum. "Yunanların en büyüğü." "Bunu hep kıskandım. Sendeki o yazgı hissini. Hektor, Patroclos'u öldürdükten sonra Akhiellus'un Hektor'a ne söylediğini hatırlıyor musun?" İlyada'yı okumamın üzerinden uzun zaman geçti. Başımı iki yana sallıyorum. Nicki gülümsüyor. "Diyor ki, 'İnsanlar ve aslanlar arasında bir anlaşma olamaz. Bana yaşattığın kederin bedelini sana sonuna ka- dar ödeteceğim."
Sayfa 374
Savaş sanatında"talihli olmak"önemli Faktörlerden biridir. Tersi olunca da buna,"yazgı ,"denir...
Sayfa 9
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.