Sonra silecem
Şimdi şöyle göynümce içimi döksem kızmazsınız değili mi ahali?
değilmi beraberim yazılıyor ayrımı
Türkçe öğretmenliğimi de okuyamam inşallah ölmeden
1000 kitap gurur ile yazmak için öğretmenim YL
Dur dur şimdi bunu yazmayacaktım
Şu birde şu gıcık feministler varya
Nihan Kaya cılar gibi
İşte yazık etmeyin erkekler low…
Çok ama çok gıcık olduğum biri daha var ama
Korkarım şimdi bana bu yaşımda MOBİNG
Uygularsınız saldırırsınız
Ha bir de kuran Kerim de yasak gelmiş
Putlarına söz söylemeyin diye
Şimdilik susmam gerekiyor
Ha bir son gıçık ise çok okuyanlar
Okudukça balonun şişmesi gibi şişenler
Bir gün havanızı alırlar yada faili meçhule uçarsınız kurtaranınız olmaz
Çünkü ne de alimlerde uçurumun kenarındalarrr
Tarkaan Tarik Doğubeyazıt
@TarkaanTarikDogu
·
30 Mayıs 01:37
Korkmayın var var
Valla bila var SİLME tuşunu ben buldum
Gelin sırrımı size vereyim
Tövbe tuşu var
Tövbe tuşu günde 70 defa kullanma hakkımız varmış… hadis ile sabit … şimdi detaya girmeyecek
Cübbeliden sorarsınız
Onu bulamazsanız kırkıncıdan sorarsınız
Oda yoksa aczimendi fırıldağına danışırsınız fadimenin yaptığı gibi.. yok bu olmaz yakışık olmaz… EN sağlıklısı hazreti GOOGLE sorun o en doğrusunu bilir…
Şimdi bu tövbe tuşu yalama yaparsa bozuluyor yani günde 70 geçmedin…
Günümüz ABD halklarının atalarını oluşturan İngiliz ve İspanyol koloniciler Mayalar'ın torunları Kızılderililer'le bir irtibat sağlamışlardı ama bu irtibat o kültürü tanımaya çalışmaktan ziyade, korkunç bir katliama yönelik bir uygulamaya dönüştüğü için ne yazık ki, o kültürden hiç bir şey elde edememişlerdir. Etselerdi şu anda dünyadaki fonksiyonları herhalde çok daha farklı olurdu...
Neyse, birgün gelir her şey yerli yerine oturur elbet!...
Mavi Saçlı Kız
Burçak Çerezcioğlu’nun günlüğü aslında. Acıklı lösemi günleri ama bir o kasar da yaşama sevinci…
İç çeke çeke okumuştum.
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yakıcı hayatlar.
Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar
Selammm.Bugün sizlere @isevdenurr ‘un kaleme aldığı kitapla geldim.Öyle bir kitap ki aksiyon ve merakı bir dakika eksilmedi.Bazı yerleri yürek burkanken bazı yerleri kahkaha attırdı.Özellikle bir operasyon sahnesi var ki of be dedim.Baş kadın karakterimiz Lara benim yüreğimi çok yaktı.Okurken annesine sinir oldum .O küçük hallerine gidip saçını
tabii başlangıçta hiç de öyle düşünmüyordum.) Ayrılırken “Akıllı, iyi yürekli bir insansın,” dedi bana. “Ama... ama ne yazık ki çok aptalsın! Hiçbir zaman paran olmayacak, hiçbir zaman!”
tabii başlangıçta hiç de öyle düşünmüyordum.) Ayrılırken “Akıllı, iyi yürekli bir insansın,” dedi bana. “Ama... ama ne yazık ki çok aptalsın! Hiçbir zaman paran olmayacak, hiçbir zaman!”
Hırslarımız mı bizi ayakta tutan ,yargılarımız mı yoksa sevgimiz mi? Hepsi de birbirinden farklı ama oldukça bağlantılı şeyler. Bazen bir insanı yüreğinin sertliği ayakta tutar bazen de tam tersi olarak yüreğinin yumuşaklığı. Bazen nefret üstlenir bu görevi bazen de sevgi…
Balzac tam da bu konuları eksenine alarak zekice ve insanın iç dünyasını ayrıntılı bir şekilde irdeleyen bir eser kaleme almış. Hırs , ihtiras ,nefret, küçümseme, karşılıksız bir şekilde beslenen ve her gramı ile fiile dönüşen bir sevgi… Birkaç karaktere oturtulmuş kocaman bir toplumun içsel özeti.
Goriot Baba ortalama uzunlukta bir kitap. Dili sade ve yormayan bir üsluba sahip. Kitap genel olarak insan ve toplum psikolojisini temele alarak birkaç dizi olay ekseninde birkaç karakterin bakışı ile dizayn edilmiş. Kitapta her karakter ayrı bir hikaye ayrı bir rol ve ayrı temsiliyetle can buluyor. Ön yargılar, pragmatizm ve hayal kırıklığı üçlemesi sahnelenmiş bir oyunu izliyoruz kitap boyunca. Sayfalar çevrildikçe hayatın ne kadar acımasız ve umursamaz olduğunu insanların ise ne kadar nankör olabileceği konusunda bir daha aydınlanıyoruz.
Okurken sıkılmadığım ve verilen mesajlar itibari ile sevdiğim bir kitap oldu. Okuyun ve anlamaya çalışın(:
Goriot BabaHonore de Balzac · Can Yayınları · 201714,9bin okunma
Jules, Ava’nın en yakın arkadaşıdır. Ava’nın abisi Josh ile en başından beri birbirlerinden nefret ederler. Sürekli bir kavga içinde olan ikili aynı yerde çalışmaya başlayınca ateşkes ilan etmeye karar verirler. Bu ateşkeste birbirlerinden hiçbir beklenti içerisinde olmadan birlikte olacaklardır. Ancak ateş ve barut yanyana durmaz misali zamanla aşka yenik düşerler. Jules’in herkesten sakladığı sır gibi bir geçmişi vardır. Ne yazık ki bu geçmiş peşine düşer ve ortalık arap saçı olur. Josh ile aralarını yeni düzeltmişken ilişkileri sallantıya girer.
Serinin üçüncü kitabında nefretten aşka ilişkisini okuyoruz. Diğer iki kitapta da olduğu gibi öyle böyle bir aşk değil hemde. Egoist erkek ve çekici bir kadının biraraya geldiğinde neler olabileceğini siz düşünün. Kitap boyunca onların neden birbirlerinden nefret ettiklerini, sonrasında nasıl aşık olduklarını okuyoruz. Tabi bu arada bol bol sahneler mevcut. Kesinlikle yetişkin içerikli. Kalın olmasına rağmen akıcı bir şekilde ilerliyor ama bazı sahneler sıkabilir. Türü sevenlere tavsiye ederim.