Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hatırlamanın ne kadar acı verici olduğunu unutmuşum, diye yazıyor öğrencilerimden biri. Daha on sekiz yaşında.”
Sayfa 151Kitabı okudu
Herkesin gereksinimlerinin sizinkilerden daha önemli olması gerektiği NEREDE YAZIYOR? Kendine gayet iyi bakabilecek bir anne ya da baba için sağlık ve mutluluğunuzu kurban etmeniz gerektiği NEREDE YAZIYOR? Değişmez kurallar gibi görünebilen bu ina­nışlar, Allah’ın emri değildir; ama başkalarına verdiklerinizin yarısını bile kendinize çok görmenize yol açmaktadır. Bunlar an­cak bu dünyada nasıl davranmanız gerektiğine ilişkin aklınıza kazınan değerler sisteminde varlığını sürdürmektedir.
Sayfa 284 - Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
“Her sabah aynanın karşısına geçip uzamış sakallarımı sa­ran beyazlara bakıyorum. Kimseler bilmiyor ama ellerin var yüzümde, bembeyaz parmakların, sakallarımın arasında do­lanan parmakların, sakallarıma düşen aklar gibi ellerin. Elle­rin yüzümü yaşlandırıyor; ellerin cehennem, ellerin yasemin, ellerin gül kurusu, ellerin ateş. Kadın zarif elleriyle erkeğin yüzünde yazıyor o hiç bitmeyecek hikayeyi; erkeğin gözaltlarına, sakallarına…”
Sayfa 98 - (e-kitap)
Türk Fırtınası diyor ki;
BUNDAN SONRA Kİ SÜREÇ ÇOK DAHA ZORLU OLACAK Bir bilinç düzeyi değişikliği ve pozitif enerji ile negatif enerjinin hapsinden kurtulmak mücadelesi yeni yeni zemin buluyor. Şu anda Atatürk burada diye düşünün. Bu bilgileri o size yazıyor diye düşünün. Asıl mücadele bundan sonra başlayacak. Çünkü çok direnecek canlı ölüler çırpınarak. Türk gücünü adalet ve merhamet ile göstermekten asla kimse çekinmeyecek. Aman diyen teslim alınacak Türk adaletine teslim edilecek. Kaçacak yerleri yok. Çaldıklarını alıp gidemeyecekleri için kaçamıyorlar. Büyük şeytan artık onlara söz geçiremeyecek. Çil yavrusu gibi dağılacaklar. Bize olan borçlarını bize neye mal olduysa o fiyattan ödemek zorunda kalacaklar. Karşılığında bizim onlara olan tefecilik yoluyla ve karşılıksız para basarak alacaklı gibi duran para mahsup edilecek. Bizimle pazarlık yapmaya onlar gelecek. Bizim ayağımıza gelecekler. Kamulaştırma kararı sonrası. Önder Karaçay
Bu yayımlanmamış şiirler arasında beni asıl şaşırtan "Hannaya Şiirler" başlıklı üç şiir oldu. Alabildiğine diri, alabil­diğine modernist şiirler bunlar... Müthiş bir imge sağnağı içinde, Hanna'ya, bir bebeğe, içindeki dünyayı çiziyor Yaşar Kemal. Öfkeyle umut, başkaldınyla sevgi iç içe... En kasınhlı bir şairin bile özgünlügünden ürkebilecegi bir şür yazıyor Yaşar Kemal "Hannaya Şiirler''de.
Sayfa 8 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyacak
Anna Komnena bu Türk Beyinin, imparator elbiseleri ve nişanlarını taşıyarak, kendisini imparator tesmiye ettiğini yazıyor. Bunun ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmiyoruz; fakat malûm olan şudur ki, İzmir Beyi Garbî Anadolunun en kuvvetli bir hükümdarı derecesine çıkmıştı. O fütuhatında muayyen bir plân takip ediyordu. Kuvvetli bir donanma vücudu getirerek Ege denizindeki mühim adaları zaptetmek, İzmir’den Çanakkale’ye kadar olan yerleri ele geçirdikten sonra ve Çanakkale boğazından Gelibolu yarım adasına geçmek ve Bizans’ın Trakya kısmını ele geçirmekti. Çakanın bu muazzam plânını tatbik için pratik bir çok teşebbüsler yaptığını görüyoruz. Evvelâ bu sıralarda Balkan’da etrafa dehşet saçan ve Bizans’a nihayetsiz korku veren Peçeneklerle İzmir Beyi arasında görüşmeler olduğu anlaşılıyor. Çaka Peçenekleri Gelibolu yarımadasmdaki Chersones’i almağa teşvik etti. Maamafih Peçeneklerin, Çakanın bu teşvikini yerine getirdiklerini bilmiyoruz. İzmir Beyi, yalnız Peçeneklerle anlaşmakla kalmadı, bilhassa Bizans hizmetine ücretli asker olarak Anadolu’dan gelen Türklere, Bizans imparatorunun hizmetini bırakmaları için, adamlar göndererek, propagandada bulundu.
Reklam
"Hayır, özgür değilsin," dedi. "Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun. İpi koparmadın mıydı da..." Zorba'nın sözleri, içimdeki açık bir yaraya dokunup acıttıkları için inatla, "Bir gün koparacağım!" dedim. "Güç, patron, çok güç! Bunun için delilik gerek, delilik, duyuyor musun? Ya hep ya hiç! Ama sende beyin var ve seni bu yiyecek. Aklın bakkal senin, defter tutuyor, bu kadar verdim, bu kadar aldım; kâr şu kadar, zarara bu kadar diye yazıyor. Yani, iyi bir sahip, her işi sermiyor, her zaman arkayı kolluyor. Hayır, ipi koparmıyor rezil, onu sıkı sıkı elinde tutuyor, kaçırırsa mahvoldu demektir zavallı, mahvoldu demektir! Ama, ipi koparmadıkça, hayatın ne tadı vardır, söyler misin bana? Papatya papatyacıktır; rom değil ki dünyayı altüst etsin!"
Sayfa 336 - Can YayınlarıKitabı okudu
Zihin, tedbirli dost, teyakkuzda düşman, her şeyi nasıl da sahibinin ihtiyacına göre usulca tanzim ediyor. Ona her yol mubah, yüzeyini bile isteye aşındırmış donuk ama pürüzsüz cam misali, her şeyi gösterdiği yalanının altına teminatsiz gerçekler örüyor. En kullanışlı hatıraları arayıp buluyor, anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde yan yana diziyor, bulamadıklarını da esasa hizmet edecek mürekkeplerle yeni baştan yazıyor.
Az önce bir doruktan bakarak yaşamın ne kadar renkli olduğunu görmemiş miydi? Annesiyle babasına yolladığı mektupta taşra yaşamının özlemini çektiğini, evine dönmek ve köylü olmak istediğini yazıyor. Büyük kent onu öldürüyor.
Sayfa 128Kitabı okudu
"Bir şey buldum." dedi Uraz elindeki yıpranmış kağıtla eğildiği yerden doğrulduğunda. "Kağıt mı?" dedim, "Ne yazıyor?" "Bir soru,'' dedi, "Bir bilmece..." "Okusana!" "Okuyorum... Ellerini koydu masaya, gözleri masanın üzerindeydi ve kalbi, kalbi her zamanki yerindeydi..." Bir anlğına durdum, Uraz'ın okuduğu ipucu hem çok şey ifade ediyor hem de hiçbir şey ifade etmiyor gibiydi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.