"Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. "
Benim Zürafam Uçabilir kitabının yazarından yine muhteşem bir macera! Hayallerinize giden bir trene binmeye hazır mısınız? Öğretmen, bu sefer de sınıfa bir tren hikâyesi yazma görevi verdi. Bu bir ekip çalışması olacaktı. Moni ve arkadaşları sıra dışı bir tren hikâyesi yazmak için heyecan dolu bir maceraya başladı. Bu tren Cumburlop Kasabası’na mı gidecekti yoksa Gergedanlar Köyü’ne mi? Hayır hayır! Treni raydan çıkma zamanı gelmişti. Çünkü bu tren uzaya gidecekti! Peki ama nasıl? Kahramanlarımız, hikâye kurgulamanın inceliklerini ve yaratıcı yazarlık sırlarını paylaşacakları büyüleyici yolculuklarına bütün okuyucuları davet ediyor! Haydi, Dünyanın En Büyük Kitabını yazmaya sen de var mısın?
Sayfa 21
Reklam
Bir akşam Uluğ Bey her zaman yaptığı gibi kuleye çıkmadı; tersine hücrelerin birine kapandı. Önüne topladıkları malzemeleri ve boş kağıt ile kalemini aldı. "Timur gölgedir." yazısını hatırladı. Hayır, Uluğ Bey hakkında böyle demeyecekler! Kalemi eline aldı ve büyük harflerle beyaz kağıda yazmaya başladı: "Hurafeler, sis gibi duman gibi yayılmaktadır. Kağanlıklar yıkılıyor; fakat bilim adamlarının eserleri ebedi kalacaktır."
Sayfa 100 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Stop and Think /Aydın Soysal
Kendi hayatımı düşündüm. Üniversiteden sonra yabancı bir şirkette çalışmak çok havalıydı. Üstelik iyi de kazandırıyordu. O zaman hedef orasıydı. Sonra o şirkette yükselmek. Mümkünse uluslararası kariyerle başka pazarlara atanmak. Ya da burada başka şirketlere geçip en zirveye yükselmek. Oldu mu? Oldu. Şimdi ne yapıyorum? Tam olarak beceremesem de mümkün olduğunca o hayattan uzak kalmaya çalışıyor, atlarla şirketlere öğrenim programları yapıyorum. Mevki yok, unvan yok, hedef bile yok, iş desen iş değil, ama aşk. Müthiş zevk aldığım bir uğraşım var. Ne zaman fark ettim? Elli yaşında. Geç mi? Değil. Beni görüp, daha erken fark edebilirsiniz diye mi yazıyorum? Hayır! Hayatın her anında, her karar aşamasında durun, bir geri adım atın ve sorun diye yazıyorum. Ben bunu gerçekten istiyor muyum? Bu benim bilinçli seçimim mi? Basit mi? Evet. Kolay mı? Hayır. Ama eğer bize dayatılan ve gerçek olduğu söylenen şeyleri askıya alırsak ve karar vereceğimiz konu ile ne kadar bilgimiz olduğunu, yeteneklerimizin ne kadar bu kararı almaya yeterli olduğunu, yetersizse bile geliştirmek için neler gerektiğini ve bu gelişim için nefes ve hevesinizin olup olmadığını masaya yatırın diyorum. Ve mutlaka yazın. “Kafamda bir çevirdim”le olmuyor bu işler. Ben yazmaya başladığımda aydınlandı kafam. Yani bence. Hâlâ yazıyorum bakın… Kendime yazıyorum aslında… Çünkü karar verecek birçok şey oluyor ve her birine sormak gerekiyor: Benim seçimim mi?
Çalışacağım yazmaya, aklimda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, Fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. -Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. - Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.
Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. — Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. — Lâkin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.
Reklam
Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. - Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. Lâkin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan.
Mutluluk
"yıllar boyunca devleti temsil ettiğimi sandım" diyordu. "Sonra kendi kendime devletin beni temsil edip etmeyeceğini sordum. Birde baktım ki onlar beni temsil edecek dürüstlükte ve düzeyde değil. Bunun üzerine dünyadan elimi eteğimi çekmeye ve buraya gelip anılarımı yazmaya karar verdim." "Yazdınız mı peki?" "Hayır . Anladım ki bu ülkedeki sorun, bilgi ya da anlayış eksikliğinden kaynaklanmıyor. Öğretebileceğiniz hiçbir şey yok. Her şeyi sizden benden iyi biliyorlar ama kötü niyetliler. Bildiklerini okuyorlar. Bu ülkede karar sistemini elinde bulunduranlara hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü salak ve saf. Halkın salak olduğu bir ülkedeki demokrasi de diktatörlük ve seçimle gelen krallar demektir ..
Sayfa 316 - İnkılap 94. YılKitabı okuyor
Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. - Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. - Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. -
1,000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.