MEDİHA

Gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! Bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onları verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taammüden işlediğiniz suçları da.
Reklam
Sözlerim var köprüleri geçirmez kimseyi ateşten korumaz kelimelerim kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına uçtum ama uçuşum radarlarla izlendi gayret ettim ve sövdüm
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi

Reader Follow Recommendations

See All
Uzak nedir? Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
koşmam gerek yetişmem gerek yazgıma tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin niçin, niçin, niçin kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin
Reklam
hiçbirşey söylemeyen sözlere varmak için herşeyin sonuna kadar söylenmesi gerekti
Öyleyse adamın eyvah ışıdı yüreği eve dönmesine gerekçe bulamıyacak bir daha. Eyvah çattı kaşlarını, ayağa kalktı yargıç elindeki kalemi gülümsüyor, kıracak!
Sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları bir harfin başlattığı yangın ile söndür beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım öyle mahzun ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.
Benimse dar çünkü dargın havsalamın gücü yok bazı şeyleri taşımaya. Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
Hayat dört şeyle kaimdir, derdi babam su ve ateş ve toprak. Ve rüzgâr. ona kendimi sonradan ben ekledim pişirilmiş çamurun zifiri korkusunu ham yüreğin pütürlerini geçtim gövdemi âlemlere zerkederek varoldum kayrasıyla Varedenin eşref-i mahlûkat nedir bildim.
Reklam
Dilce susup bedence konuşulan bir çağda biliyorum kolay anlaşılmayacak kanatları kara fücur çiçekleri açmış olan dünyanın yanık yağda boğulan yapıların arasında delirmek hakkını elde bulundurmak
Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor böylesine hazırlıklı değilim daha. Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum: Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda.
çapraştım, and içip ayna kırdım doğadan bir vahiy bekledimse boşuna baktım akşam herkesin kabul ettiği kadar akşamdı hiç bir meşru yanı kalmamıştı hayatımın.
Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka sonuçları bir bir gözden geçiriyorum pulluklarla devrilen toprağın ıslaklığındaki can madenlerin buharından elde edilen büyü bazı yasak kitapların verdiği dinç duygular nelerse ki yaşamak sözünü asi kılan nelerse ki lekesiz, umutlu ve budala.
Biliniyor bizim mahsustan yaşadığımız biliniyor şarkıların sırası bizde biliniyor hayat bizden razıdır biliniyor otların sarardığı yerlerde güneş kurşunun değdiği tende heves kalmıştır.
825 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.