Dünyada siyasetçilerle röportaj yapmaktan daha sıkıcı bir şey yoktur. Beni bir suç mahalline göndermelerini yeğlerdim. Hiç olmazsa katiller siyasetçilerden daha özgündür. Ayrıca gezegenin başka köşelerindeki halk temsilcileriyle karşılaştırılınca bizimkiler kadar ilginçlikten uzak ve tatsızları bulmak zordur. Özel yaşamlarıyla kimse ilgilenmez. Sadece iki şey skandala yol açabilir: yolsuzluk ve uyuşturucu. Gazeteler konu eksikliği çektiğinden bu unsurlar devreye girerse olay alabildiğine büyür ve beklenenden daha ağır sonuçlar ortaya çıkar. Ama siyasetçilerin metresi olup olmadığını, kerhanelere gidip gitmediklerini ya da eşcinselliklerini açık edip etmediklerini kim merak eder? Hiç kimse. Seçim vaatlerini yerine getirdikçe ve kamu bütçesini aşmadıkça hepimiz huzur içinde yaşayıp gideriz. Ülkemizin başkanı her sene değişir (doğru duydunuz, her sene) ve halk tarafından değil, İsviçre Devleti’nin yönetimini üstlenmiş yedi bakanın oluşturduğu Federal Meclis tarafından seçilir.
"Her şeye rağmen insanın hayatına neşe katması gerek. Böyle yaşanmaz. Buna hakkımız yok. Bir neşenin, ne bileyim, insanın çirkin çehresinden daha güzel, insanın korkunç gerçekliğinden daha iyi bir şeyin tüm talihsizliklerimizin üstünde yükselmesi gerek. Yalan imparatorluğunun, görkemli yalanların açılışını yapmalıyız. Birine tapınmak gerek. Bu ahmaklık ormanında bir yol açmak gerek... Ama nasıl?"
Sayfa 105 - Kolektif KitapKitabı okudu
Reklam
Öğretim ve Eğitim
Çağımızın üstün düşüncelerinin ilk sırasında şu fikir bulunuyor: Eğitim ve öğretimden beklenen sonuç, insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Sürekli tekrar edilen bu iddia, sonunda demokrasinin en sarsılmaz bir inancı haline gelmiştir. Bir zamanlar kilisenin dogmalarına dokunmak ne kadar tehlikeli idiyse, bugün de bu inanca dokunmak o
Hem Müslüman, hem Yahudi, hem Katolik’tim. Yani insandım. İçim içime sığmıyordu. Önümde zor ama ışıklı bir yol görüyordum. Sanki Yedi Uyuyanlar gibi yüzyıllarca süren bir uykudan yeni kalkıyordum.
Sayfa 393Kitabı okudu
Bir propaganda kampanyasının oldukça enerjik ortaçağ versiyonu olarak görülebilecek bir faaliyete girişen İsmaili düşmanı yazarlar, 4./10. yüzyılda bir "kara efsane" üretti. İsmaili Şiilik, İslamı içeriden yıkmak için Ali soyundan olmayan sahtekârların özenle tasarladığı İslamın başsapkınlığı olarak tasvir edildi. 5./11. yüzyıla
evlilikte ortak bir anlam duygusu varsa , çatışma o kadar şiddetli olmaz ve kalıcı sorunlar kilitlenmeye yol açmaz
Reklam
Yedi Elli Sek Tapınağı'nda rahipler ve "törensel kalp nakli sanatçıları" telaşla toplandılar ve yüz kulaç yüksekliğindeki Sek heykelinin, resmi çekilemeyecek kadar kutsal olduğu kararına vardılar; fakat iki rhinuluk bir ödeme, tanrılarının belki o kadar da kutsal olmadığı gibi hayret verici bir sonuca yol açtı.
Sayfa 47 - DelidoluKitabı okudu
C.Humphreys, "Budizm" adlı eserinde bu anahtar Budist doktrinini şöyle açıklar: "Buda, 'Bildiğimiz insanın beş yapı taşını inceleyiniz; bir beden, duygusal davranışlar anlamında duygu, duygusal uyarıya zihinsel reaksiyon, yetenekler üzerine kurulmuş zihinsel iş­leyiş ve bilinç bulacaksınız' diyor. Bütün bunlar, ayrıcalıksız olarak, sürekli bir değişim halindedir, en kabalan olan beden bile her yedi yılda bir tamamen değişir. Öyleyse, 'ölmez ruh' nerededir? Eğer kişilik, Ben'se, saatten saate yok oluyor; eğer karakter ve bireysellik Ben ise, daha yavaş bir tempoda yine aynı durum geçerlidir. Öyleyse Ben nedir? Eğer bununla aydınlanmanın prensibi ya da hayatın kendisi belirtiliyorsa, bu kişinin ya da kişilerin niteliği değildir. İnsanın bir parçası, yeteneklerinden biri olarak değerlendirilirse ölümsüz değildir; ölümsüz olduğu düşünülürse, kimsenin özelliği değildir; eğer belırtinin hayal edilişi içinde, büyüyen ve aydınlanmaya götüren bir şey yoksa, yüce sekiz basamaklı yol için ne söylenebilir? Ona kim basar-üzerinde kim yürür? Yanıt; bilinçtir.
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.