Hayat öyle karmaşıktır ki, farklı yaşamlar, farklı idealler, farklı doğrular... Tek aynı olan bu farklılıklara sahip insanlar aynı dünyada, aynı ülkede, aynı şehirde ve hatta aynı evde... Anne baba farklı düşünür, çocuk büyüdükçe kendi doğrularını belirler. Ama gizli, ama açık seçik... Nasıl oluyor da bu kadar farklılıklar aynı yerde toplanabiliyor?
Saygı...
Nasıl çocuk anne babasına saygı duyması gerekirse, anne babanın da çocuğuna bir birey gözü ile bakıp saygı duymalı. Herşeyin başında saygı gelir.
İnsanlar ya ailelerinden miras olarak aldıkları idealleri, doğruları nesilden nesile aktarmak ister, ya kendi doğrularını ailesinden ayrı sadece kendine özgü belirler... Peki bu her insan için mümkün müdür?
Evet mümkündür. Tüm yasaklara, kurallara, "benim gibi olacaksın" diye dayatmalar yapan ailelere rağmen...
Yazdım bugün yedi yıl sonraki kendime.
Sordum önce halini hatırını.
Sonra, hayallerimi sordum ona...
"Naptın, gerçekleştirdin mi?
Uğruna gözyaşı döktüğüm,
Uykusuz kaldığım hayallerimi...
Çiçekler ektin mi?
Yedi yılımıza,
Sarı çiçekler..."
Aşk var mı?
Diye sordular;
Var dedim.
Anlatır mısın?
Onu dediler;
Aşk, dedim...
Bir sarı papatyadır.
Seviyor çıkar hep falda...
Sarıdır rengi.
Çünkü;
Ruhum aşık sarıya...