Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Robin Sharma' dan 6 farklı öğreti:
1- Bahçe, aklın simgesi. Ona özen gösterip, besleyip güçlendirirsen, tıpkı verimli ve zengin bir bahçe gibi beklentilerinin çok ötesinde güzel çiçekler açar. Ama yabancı otların kök salmasına izin verirsen, kalıcı huzur ve derin iç denge senden hep uzaklaşacaktır. Bahçenin kapısında bir koruyucu gibi durmalı ve yalnızca en iyi bilgilerin içeri girmesine izin vermelisin. 2- Kalıcı mutluluğa, hedeflerine, sürekli çalışarak ve yaşamın amacı yönünde güvenle ilerleyerek ulaşırsın. 3- Gerçekten yapmayı sevdiğin şeyi bul ve sonra tüm enerjini onu gerçekleştirmeye yönelt. Bunu yaptığında yaşamın zenginleşir ve tüm arzuların kolayca ve fazlasıyla gerçekleşir. 4- Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. Gittiğin yönü değiştirirsen, yaşamında devrim yaratabilirsin. Fakat nereye gittiğini bilmezsen, oraya ulaştığını nasıl anlayacaksın? 5- Korkun, toplum içinde konuşmaksa, yirmi konuşma yapmak için plan yap. Ya da yeni bir işe başlamak veya verimsiz bir ilişkiden kurtulmaksa, iç enerjinin her zerresini bir araya getir ve bunu yap. Korku, kendi yarattığın zihinsel bir canavardan, bilincin olumsuz yönde akışından başka bir şey değildir. 6- Unutma! Sözcüklerin etkileri çok büyüktür. Gücün, sözlü ifadeleridir. Zihnini umut sözcükleriyle doldurursan, umut dolu olursun. Cesaret sözcükleriyle doldurursan cesur olursun.
Tarihten ders almak...
*🧠* Osmanlıyı 1299 yılında Oğuz Türklerinin Kayı Boyu kurmuştur. Osmanlı imparatorluğu; - 1299 da kurulmuş, 1579'a kadar 3 asır YÜKSELMİŞ.... - 1579 dan 1699 kadar, 1 Asır DURAKLAMIŞ. - 1699 dan 1919 kadar. GERİLEMİŞ VE YIKILMIŞTIR. Gerçekte iki farklı Osmanlı vardı; - Halifeliğe kadar olan Osmanlı... (1299-1517) Nam-ı diğer Türk
Reklam
Bazı şeylere ne çok anlam yüklüyoruz.
Tarih biz istedikçe tekerrür eder. Yeni bir şey yok dağılabilirsiniz.
Tiksinti Sizin derdiniz ortaya yeni bir şey koymak değil. Taklit ve aptallık arasında koşu bandı üzerinde yol yürüdüğünüzü zannetmeye devam edeceksiniz .
Her yara yeni bir şey öğretiyor insana. Ayakta kalmayı öğrenmiş insanlar için kaybetmek büyük bir mesele değildir.
Good afternon sevgilim. Salı günleri çalışmıyorum that girl made me so sad But then I made her sad too Salıları bağışlıyorum kendimi Onu dışarıda tutuyorum. Cezalı mı değil, ama ben kırığım Toplanmam için onun yardımı da lazım Ama gururluyum. Gururumu bu zamana kadar hiç kullanmadım Onun tuzu kuru dili süslü hep üstü pastası kremalı Ben cilalayıp duruyorum durmadan yüzümü Beğensin diye beni. Hep beğensin diye. Davranışlarımda kibir diye bir şey yok , budalalıktır. Düşündükçe geliyor , ben yeni yeni anlıyorum. İnsanların ne dediklerini de pek takmıyorum Onlar dibine kadar haklılar Ben demiştim demek için buradalar. O bittiğini sanıyor da bir keresinde demiştim de ona kapımın kendisine hep aralık kalacağını Bilmem şu sıralar hatırlıyor mu yoksa tamamen hafızasından silip attı mı good night sevgilim. Hadi yat da uyu.
Reklam
Neden artik bir bosluktaymisiz hissi var içimizde.. neden hiç bir sey olmasi gerektiği gibi degilde; zevksiz, heyecansiz ve boş hemde bombos.. Yeni güne başlarken heyecan duymak ister insan, ama öyle birsey varki ne oldugunu bilmedigimiz; o yarimyamalak heyecan bile bi anda gidiveriyor..
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
Bugünlerin adı sensizlik Bugünlerin adı sessizlik Daha dün yanımdayken Anlam yüklediğimiz onca şey varken Şimdi ayrılığı anlamlandırmak nasıl bir şey Güneşli bir günde senle piknik yaparken Ansızın sağanak bir yağmurun yağması Şimşeklerin çakması Ve kara bulutlar ile her şeyin mahvolması Yani el ele iken elinin bomboş kalması bile tuhaf Sağıma soluma baktığımda her gördüğüm senken Şimdi bana sağımda solunda başka insanların Ve bu dünyaya ait şeyleri görebilmem Normallik mi anormallik mi bilemedim şimdi Aşkına öylesine kapılmışken Gözümü mü kör etmiştim Yâda yüreğimin saf sevgisine mi yenilmiştim Söylediklerine mi kanmıştım bilmiyorum Şimdi öylesine ulu orta bir yerde kaldım ki Tanımıyorum bu dünyayı tanımıyorum insanları Sen diye sayıkladığım zamanlar unutturmuş bana her şeyi Ve sende unuttun gittin beni Şimdi bu yeni düzene ayak uydurabilir miyim bilmiyorum Ben bu saatten sonra yalan dünyanın gerçeğini bekliyorum
"Senin aksine ise benim yaşamdan hiç bir arzum yok. Ya da yarından, gelecek olan yeni günlerden, uzun yıllardan. Kısacası senin gibi, yaşamdan hiçbir beklentim olmadı." "Hiç mi?" Diye sordum kaşlarım şaşkınlıkla yay gibi havaya kalkarken. Cevapladı. Netti. "Hiç." "İyi ama herkes yaşamdan bir şeyler bekler. İyi bir iş, sıcak bir ev, rahat bir yatak, mutlu bir evlilik, güzel bir sevgili, kariyer, para, ne bileyim belki de karnını doyuracak bir lokma şekerli ekmek. Ama herkes bir şeyler ister." "Yanılıyorsunuz, Hanımefendi. Hem de çok. İstemek ile yaşamdan bir şeyler ummak çok farklı şeylerdir. Eğer kastettiğiniz şey buysa, herkes bir şeyler ister. Mesele bir zeytin tanesi." Dedi çatalının ucuna taktığı zeytini havaya kaldırırken. "Bunu herkes ister. Çünkü yaşamak için gereklidir. Ama yaşamak için istemekle, yaşamdan istemek farklıdır. Bazı insanların kalpleri zaten ölmüştür. Renkli elbiseler giyerek etrafta geziniyor olmaları sizi aldatmasın."
Reklam
Sadece ikimize değil Bütün hayata üzgünüm Fotoğraflarda Bir gece hatırası Öylesine yalnızım ki Sanki yokum Eriyor eski ben Ve yeni biri olamıyorum Keder sokulgan adımlarıyla Gelip kıvrılıyor yüreğime Hayat sakin Şafakta evler gibi Sanki hiçbir şey olmadı İkimiz yokuz sadece Biz olan ikimiz yokuz Deniz hep orada Ve ağaçlar aynı düşlerinde.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.