Zehrini dök içimize, dök de güç alalım! Beynimiz ateşiyle yansın da onun iyi. Uçuruma, ha Cennet ha Cehennem, dalalım Bilinmezin dibinde bulmak için yeni'yi!
ve Muhammet, Müslümanlara, halılar döşeli, altınlar, zümrütlerle süslü, en güzel kadınlarla, şaraplarla, acayip yemeklerle dolu bir cennet vaat ederken içlerinden gülüyorlardı ikisi de ve ağzımıza bir parça bal sürüp bizi dünyadaki isteklerimize uygun hayal ve ümitlere düşürmek için mahsus bizim insani ve maddi tarafımıza hitap ediyorlardı.
Reklam
Cennet karanlığın içinde bir yerde.
Sayfa 51
Aldansam belki buna aldanırdım
Öyle baştan çıkartıcıydı ki yüzü Yeni sürülmüş diyebilirdiniz Cennet'ten
Sayfa 241 - Diriliş
Dört yapraklı yonca niçin şans getirir? Dört yapraklı yonca bütün kültürlerde iyi şansın sembolü olarak kabul edilir. Hıristiyanlık inanışında Havva’nın cennet bahçesinde elinde dört yapraklı yonca ile dolaştığı kabul edilir. Yoncaya çok daha eski kültürlerin batıl inançlarında da rastlanıyor. İrlanda efsanelerinden ve Sezar zamanından kalma
Sayfa 21 - AykırıKitabı okuyor
Din
“Benim dinim ne ümittir, ne korku; Allah'ıma sevdiğimden taparım! Ne cennet, ne cehennemden bir koku Almaksızın vazifemi yaparım.”
Sayfa 23 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Filozofun dediği gibi ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi.
Ufukta Görünen
Görünenler ve görünmeyenler: "Görmeyenle gören, karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir değildir. Allah dilediğine elbette işittirir, ama sen kabirlerdekilere de işittirecek değilsin!" "Gören" kelimesi mü'mini, “kör" kelimesi kâfiri, "aydınlık" îmânı, "karanlıklar" küfrü, "gölge" rahatlığı ve huzuru,"sıcak" sıkıntıyı ve yakıcı ateşi, "diriler" mü'minleri, "ölüler" kâfirleri anlatmak için kullanılmıştır. Zîrâ mü'min önündeki açık yolu (dünyâ hayâtından sonra yeni bir hayatın başlayacağını) görmekte, inkârcı ise bunu görmemektedir. "(Onlar) gayba îmân ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar."
yedi uyurlar telmihi
Şimdi, ey sevgili şiirlerim, böylece Bırakın kendinizi sinesine halkımın! Yorgunların uzuvlarını lütf ile Cebrail bir misk bulutunda korusun Şairin gönlü hoş olsun, Bermutat hoş ve hoşsohbet olsun, Öyle ki kayalıkları yarıp, Tüm zamanların kahramanlarıyla Cennet'in derinliklerinde adımlasın, Güzelin, mütemadiyen yeni Ve her tarafa yayıldığı o yerde Hazlar içinde dolaşsın, bundan Sonsuz kalabalık mutlu olsun. Evet, hatta bu küçük sadık köpek Efendisine refakat etsin oraya dek
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.