Yeni bir yer­de geçirilen iki gün, hep aynı yerde geçen birbirinin benzeri gün­lerle tüketilmiş, yorgunluklarla pelteleşmiş otuz yıla bedeldir doğrusu. Alışkanlıklar, iyice parlamış bir kaldırım taşını yalarca­sına zamanı yontuyor. Yeni bir dünya, her dem yepyeni bir dün­ya, her an taptaze bir dünya, cennet bu olmalı işte.
Kıyı yeşil, ağaçlar yeşil... Doğa sanki Vermek istemiş çevreye tapınmaya değer Bir cennet rengi, Göl, kıyının yansısıyla, cennetin gösteri yeri: Bu yeşil gölgeliğe yayılmış, ürkek Bir cennet ahengi. Bir sevgi tablosu ki üstünde hayalin: Sevilen, o yeni açmış güzel bir gonca, Seven de aynı durumda. Saflığın eğlencesi, dileği kavuşmak sana: Bir kayıkçık, sevinçli bir sevgi beşiği, Gezen bir yuva. Aşk... Bu ne durumdur, Tanrım, bu ne cümbüş! Sessiz bir yüzle hayran bir bakış Karşımda dururken, Desem ne olur: Ağaçlar bile sarhoş havadan; Bir pay çıkarırlar şu iki ince ruhun İstek ve sevgisinden.
Reklam
Hayat;yolculuktur yolculukta yaşanan serüven bize hangi duyguyu gösterir, yaşatır ise bir süre o duygunun etkisinde kalırız. Bazen dinlenmek isteriz bazen ise bir yerlere koştururuz ve son geldiğinde ulaşmak istediğimiz yere geldiğimizde buna değip değmedigine karar vermek için kısa bir nefes almak isteriz... Bir son yeni bir başlangıç olacak mı düşüncesiyle cennet cehennem kavramı bir hiçliğe gideceğini düşünenler de ise korku peydah olur
Aşk ve merhamet, şefkat ve hakikat, birbirinin içinde, birbiriyle özdeşleşmiş, mermere ekiyordu tohumunu. Mermeri tarla gibi sürüyordu aşk sabanı. Ve ekin, yeni ekin serpiliyordu dört bucağa. Mermerde bitecekti fidan.
Sayfa 123Kitabı okudu
Yazdıklarının yeni olduğuyla övünür; oysa yazdıkları, daha önceden basılmış kitapların sadece İçindekileri ya da Dizin bölümleridir.
Pdf, ALTIKIRKBEŞ YAYINKitabı okudu
"Hayatın sıradan yollarında taptaze dimağ uzun zamandır beklenen bir bayramı nasıl da büyük bir haz duyarak iple çeker! Hayal gücü pespembe mutluluk tabloları çizmekle uğraşmaktadır. Moda tutkunu kendini neşeli kalabalıkların içinde, 'gözdeler gözdesi' olarak görür hayalinde. Kar gibi ak giysilere bürünmüş incecik bedeni neşeli bir dansın kıvrım kıvrım yollarında dönüp durmaktadır. En ışıltılı gözler, en hafif adımlar onunkilerdir o şen grubun içinde. İşte böyle nefis düşler içinde çabucak geçer gider zaman, nihayet onun ihtişamlı düşlerle donattığı cennet diyarına adım atacağı mutlu saat gelip çatar. Büyülenmiş gözlerine her şey nasıl da periler âlemi gibi görünmektedir. Her yeni manzara bir öncekinden daha çekicidir. Ama bir süre sonra bir de bakar ki bu güzel manzaranın ardındaki her şey boştur. Bir zamanlar ruhuna neşe saçan övgüler artık kulaklarını tırmalamaktadır. Balo salonunun büyüsü uçup gitmiştir. Onun da sağlığı bozulmuş, yüreği dağlanmış, hevesi sönmüştür. Dünyevi zevklerin ruhun özlemlerini doyuramayacağına inanmıştır!"
Reklam
Hatice Hanım gülümsedi: "Korkmayın, korkmayın, açmam. Ama düşünün lütfen! Bir Müslüman Türk kadını çıplak gözle bu tarihi meydana bakamıyor, güzelim camilerini göremiyor, bir yalıda oturmuyorsa cennet Boğaz'ı seyredemiyor, eşsiz şehrini tanımıyor. Çünkü peçeli. Görmek için peçesini açsa kıyamet kopar. Din, namus, ırz, şeriat elden
♤Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi..
SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.