11 Eylül sadece sadece ulusal bir amaç ortaya koymak ve ulusal dayanışma ilan etmek için değil, aynı zamanda içeride sivil toplum üzerinde düzen ve istikrarı dayatmak için de siyasi bir pencere açmıştı. Devletin daha fazla güç toplamasına olanak veren, terörle savaş ve bunu çabucak takip eden Irak'la savaş olasılığıydı.
Sayfa 23Kitabı okudu
Bugün özgür insanlar olarak gözlerimiz yeni ufuklara açılıyor,sömürge köleleriyken göremediklerimizi farkediyoruz.
“Batı uygarlığı” parlak görünümünün altında bir sırtlan ve çakal sürüsünden başka bir şey değilmiş meğerse.
Silahsız halkları yutarak beslenen canavarlar bunlar.İşte Emperyalizm insanları bu hale getiriyor,imparatorlukların beyaz adamının belirleyici özelliklerini bu canavarlar oluşturuyor.
Görüyoruz ki, uluslararası emperyalizmin sömürü objesi olarak Doğu, bu emperyalizme karşı silahlanmaktadır. O, bu emperyalizme karşı ayaklanmaktadır, bu veya diğer gerekçelerle ayaklanmaktadır. Tabii ki, uluslararası emperyalizm devrilinceye kadar, Batı Avrupa proleteryası kendi diktatörlüğünü kurma olanağı kazanıncaya kadar, Batı Avrupa'da işçi ve köylü temsilci sovyetlerinin egemenliğini kuruncaya kadar biz bu hareketi desteklemekteyiz.
Fakat bu aşamadan (Batı Avrupa emperyalizminin şahsında uluslararası emperyalizmin yenilmesinden) sonra, belki de yeni bir aşama başlayacak ve Doğu ülkelerinde Doğu emperyalizmi doğacak; ki bu durumda Türkiye, İran, Hindistan, Çin ve Japonya'nın emperyalist unsurları kendi aralarında birleşerek, sarıderililerin Avrupa'ya yürüyüşünü başlatacaktır. Belki de bu yeni bir soygun yolu olacaktır, zira hiçbir ülkenin emperyalizmi kendi hedeflerinden vazgeçmez. Biz bu aşama için hazırlanmalıyız. Bu amaçla bizler Doğu anti-emperyalist partisinin kuruluş çalışmalarını başlatmalıyız. Biz biliyoruz ki, İran'da, Azerbaycan'da emperyalist partiler vardır, ama Türkiye'de emperyalist partiler yoktur, Çin'de yoktur, Japonya'da sol sosyalist partiler var ama belirgin bir şekilde ortaya çıkabilen komünist parti yoktur. Bizim diğer görevimiz, Doğu'daki çalışmalarımızın başlıca amacı komünist parti kurmaya yöneliktir. Biz bu temeli hazırlamalıyız. Oralarda bu çalışmaları hemen başlatmalıyız.
"Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetilmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı olacaktır."
Sayfa 32Kitabı okudu
Kesin inançlılar & Eric Hoffer
Kesin inançlı kendi siyasi, dini, felsefi inancının "mutlak gerçek" olduğuna, bunu başkalarına zorla uygulamak gerektiğine bağnazca inanır. Hiç şüphesi, hatta merakı bile yoktur.
Bu yüzden, okumuşlarında bile "cehalet havası sezilir."
Aynı sebeplerle, 'ödünsüz'dür: 'Revizyonizm, değişim, yumuşama, uzlaşma' gibi kavramlara düşmandır.
Hatta ılımlılık "tehlikeli"dir, "ihanet"tir. 'Düşman' onun için bir ihtiyaçtır. Çünkü ancak tehlikeli ve acil bir 'düşman'ın varlığı onun kafasındaki ak - kara şablonuna uyar. Bağnazlık ve paranoya birbirini tamamlar.Öyle bir "düşman" ki, "her şeye kadir ve her yerde hazır" olmalıdır. Her yere sızan, sinsi planlar yapan, bizleri uyutan, bizden akıllı düşmanlar!
En heyecan verici iç düşmanlar 'dış güçler'e 'emperyalizm'e, beynelmilel Yahudi'ye bağlı olanlardır: "İdeal bir düşmanın yabancı olması gerekir, yerli düşmanın yabancı soydan geldiği iddia edilmelidir..." 'Kesin inançlı'nın sağcı solcu, dinci laikçi olması fark etmez. 'Aydınlanma Devrimi' denilen Fransız Devrimi "yeni bir din" olmuş" orak çekiç, gamalı haç putlaştırılmıştı.
Bütün bağnazlar, birbirlerinin zıt - benzeridir. "Asıl iki zıt kutbu oluşturanlar aşırılarla liberallerdir." Dünyadaki bütün kötülükler, birilerinin başkalarının iyiliği için hareket etme hakkını kendinde görmesiyle başlar.
FİKİRLERE AÇIK OLMAK MI,
SÖMÜRÜYE KAPI AÇMAK MI ?
Bugün modern edebiyat adına BESTSELLER olarak ta nitelendirilen bir çok kitap; bakıyorsunuz tarih veya farklı halk kültürlerle veya bilimsel teorilerle zenginleştirilmiş ve çok güzel bir anlatımla kurgulanmış roman - hikaye örnekleri olarak karşımıza çıkıyor.
Bu eserlerdeki ister tarih incelemeleri, ister ülke veya halkların kültürel ve toplumsal