Es-Selam Dostlar...
Cemil Meriç ile Ali Fuat Başgil’in tavsiye yazılarını okumam ile kitaplığıma kazandırdığım disiplinli çalışma,irade eğitimi ve ahlak üzere yazılmış bir eser…
Yazarımız Julet Payot karakter eğiminin önemi ile başlıyor ve özellikle vurguluyor sağlam nitelikli bir eğitim ile karakterin değişebileceğini.
Sonrasında başarı için
Kolombiyalı yazar Marquez'in son romanı olmakla birlikte içinde müthiş tahlilleri olan harika bir eseridir. Okurken kendi yaşlılığı geliyor insanın aklına. Birazda insan olmanın çaresizliği. Bir oturuşta bitirilecek kitaplar listemde olup, yeni başlayanlara tavsiye edeceğim beş kitaptan biridir.
Doksan yaşında olmasına rağmen doğum gününde bakire bir kızla beraber olmak isteyen bir adam. O yaştan sonra aşkla tanışması ve tabiri caizse yeniden doğması. Kitabı elime aldım ve son sayfayı da bitirdikten sonra dedim ki "bu kitap on tane Kürk Mantolu Madonna eder." Evet yanlış duymadınız. Süslü kelimelerde örgüyü bozmadan hisleri bu kadar doğal aktaran kitaplar nadir bulunur.
Ayrıca eserin isminden dolayı çoğu insanın okumaktan vazgeçtiğini ya da kitaplığında tutmak istemediğini de düşünüyorum. Yoksa bu kadar samimi bir eserin sitedeki en çok okunan yirmi eserden biri olması gerekirdi.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
YouTube kitap kanalımdaki videodan Tolstoy'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/bsTzvrg-Pi4
Yıllardır hazırlamak istediğim ve yıllardır da yine benden yoğun şekilde beklenen "Tolstoy kitapları okuma rehberi"me hoşgeldiniz. Bu inceleme 20 küsür kitabın, pek çok
“Elveda diyecek kadar cesursan, diyor Paulo Coelho, hayat seni yeni bir merhaba ile ödüllendirir.” Hayatımda ne zaman bir şeylerden vazgeçsem daha iyisi önüme serildi, hiçbir zaman geri adım atmadım, hep ileriye doğru yürüdüm.
Yeni yaş yılım için motivasyonum;
Tarih, acı veren ağrısına rağmen geri alınamaz. Ancak cesaretle yüzleşirse,tekrar yaşanmasına gerek kalmaz…. diye yazmıştım geçen yıl ki paylaştığım doğum günü fotoğrafımın altına.
Daha güzel bir yıl beklerken, 2023 benim için; çok fazla sınandığımı düşündüğüm, sabır çekerek güneşi doğurduğum, vazgeçtiklerimle, öğrendiklerimle zor bir yıl oldu.
Günden güne parça parça kırılırken, kırıldığım yerden yeniden doğmayı öğrendim.
40 yaşımda kendim için; daha çok öğrendiğim, daha çok yaşadığım, umudumu ve cesaretimi kaybetmediğim, iyikilerimin çoğaldığı bir yıl diliyorum…
Doğum günü bahanesi ile bir kez daha 1000K’daki varlığıyla hayatıma güzellik katan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum…
💜
İçimde kırk kadın. Kırkı da birbirinden başka bambaşka.
Kırk yıl önce bugün doğmuşum. Gün bugün artık kırklara karışmış, kırkından sonralara koşmuşum.
Kırk bahar çiçek açmışım, kırk yaz denizin tuzunda, güneşin sıcağında, dinginlik nadasında toprağım,yenilenmiş güç bulmuşum. Kırk sonbahar sararmış solmuş, sonra küllerimden yeniden doğmuşum.
YouTube kitap kanalımda Rus edebiyatı kitapları okurken işinize yarayacak bilgiler verdim: ytbe.one/zT0CaAXppUc
Madem 23 temmuz doğum günümdü, kendi hediyemi ailem hakkında hislerimi anlatan bir kitap incelemesi yazarak vermek istedim.
Nedir ki doğum günü dediğin? 365 gün boyunca 365 defa büyüyüp her gün doğarken bu gelişiminin tek günle
Öncelikle Yazar hakkında edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum; Osamu Dazai, Japon edebiyatı denildiğinde akla gelen önemli yazarların başında geliyor. Gerçek adı Şuuiçi Tsusima olan yazar, zengin bir ailenin 12 çocuğundan biriydi. 19 Haziran 1909 yılında dünyaya gelen Dazai, zengin ve saygın görülen, politikayla iç içe olan bir ailede
Uzun yollardan, dik yokuşlardan, keskin virajlardan geçip gelebildim kendime. Çok severek, çok deneyerek, çok sanarak, çok parçalanarak ama az vazgeçerek yürüdüm yolumda. Sadece kendimi dinlediğimden olsa gerek keşke demeyi pek bilmedim.
Yaşadığım her ana sahip çıktım, istediğim şeyler için ödemem gereken her bedeli hiç çekinmeden ödedim.
Hiç hayat kadınlarıyla empati yaptınız mı? Onların “çalışma” koşullarından haberiniz var mı, haberimiz var mı? Onlara iş verir miyiz, onlarla evlenir miyiz? Herkesin cevabı koca bir “hayır” olur. Fakat onların orada olmalarının sebebi biziz. Bedenini satan kadınların, tacize tecavüze uğramış çocukların acılarında bizim sorumsuzluğumuz,