Bilmiyorum nasıl oluyor, ama yersiz yurtsuz ben Bozkırkurdu, küçük burjuva dünyasından nefret eden ben yalnız insan, her vakit gerçek burjuva evlerinde kalıyorum, benim eski bir duygusallığım bu.
Umut nedir sevgilim?
Hani o şairlerin bilemediği bir bilmece olan
Hani o barışın tomurcuğunu saklayan topraklar
Hani o terk edilmiş sevdalarin sakisi
Umut nedir sevgilim?
Afrika'dır umut
Şahinlerden kaçan çocukların kaçışıdır yalın ayak
Yoksa kurşunlara taşlarla sapanlarla karşılık veren küçücük bebeler mi
Hakkari yuksekovada
Yada
Her şeyden önce çok iyi yazılmış bir kitap. Vera çok iyi bir yazarmış belli. Ayrıca kitabın çevirisi de çok iyi. İçeriğine gelince başta aşk var. Nazım' la Vera' nın birbirine olan aşkı, aşk romanlarını geride bırakacak nitelikte. Üstelik çok romantik anlatılmış. Bir yandan da bir o kadar hüzünlü bir kitap. Nazım' ın memleket hasreti göz yaşartıcı. Özlem bu kadar naif ve güzel anlatılabilir. Yersiz yurtsuz kalmak ne demek, bir yere sığınamamak, sığamamak ne demek bu kadar içten anlatılır. Ne zulümmüş doğduğu, dilini konuştuğu yerden sürülmek. Hele İstanbul özlemini anlattığı bir sahne var; bu şehirde yaşayana bile özletir. Diğer yanda da Nazım' ın zamanın Sovyetler Birliği' nde yaşadığı hayal kırıklığı. Hiçbir zaman tam olarak kabul edilmeyişi, vatandaşlık alamayışı... Hep sığıntı kalışı. Bir hayal kırıklığı da düşünceleri ve idealleriyle komünizmin orada gördüğü uygulamalarının derin çelişkisi. Yazdıklarının orada da yasaklanması. Doğruyu söylediği, yanlışı gösterdiği için. Sanki adam (Vera' yla aşkı hariç) hiç mutlu olamamış. En azından hep çocuklarından ayrı. Sonuçta bir insan anlatılıyor kitapta. Dünyanın en önemli şairi olarak değil sadece. Vera' nın sevdiği adam olarak.
Bahtiyar Ol NazımVera Tulyakova Hikmet · Yapı Kredi Yayınları · 200897 okunma
Serin bir rüyanın hatırınadır çektiğim dünya ağrısı.
Birhan Keskin
Sabah yaşayıp tükettiğimiz, gece tekrar inşa ettiğimiz rüyalar vardır hani... Bir daha görsek dediğimiz; insanlar, mekanlar, konuşsak dediğimiz cümleler, sussak dediğimiz şarkılar... Böyledir insanoğlu, bir tek kabuslarının tekrarı yormaz onu! Sahici bakmaz kötü rüyalara,
Evler daralıyor. Suya söylenmeden kağıda düşenler için mekanlar yersiz ve yurtsuz kalır bazen. Bulunduğunuz mekan sahiplik algınızdan uzaklaştıkça, aidiyet duygunuz körelir. Evlere sığmaz olur insan, bahçeler teselli eder bizi o vakit. Bahçeler kimi zaman ağrılarımızı ağırlarken kimi zaman yarım kalan rüyalarımızı tamamlar. Kim bilir, apartmanların gölgesinde yitirilen düşler, bahçelerin içinde çiçeklerle birlikte bitiverir belki...
Bazen korkar olur hissiyatlarından insan-- Dile gelmez hissiyatlarından // korkar olur // kendini insan bilen beşer artık bir yabancıdır--yersiz yurtsuz kalmıştır
Ne kadarda içtendiler. Tek derdi toprak olan bu insanlar ne kadar da dertlendirildiler. Olsun karşımızdaki de insandı. Evet insan... Kırım Tatarlarını yersiz yurtsuz yaptılar yağmaladılar. Ama insandılar işte (?)
Onlar da İnsandıCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 20202,883 okunma