Dünyada iyilik olduğuna, hepsinin de şu veya bu biçimde sevgi dolu bir Tanrı’dan kaynaklandığına inanırım.Ama bir de,bütün yaşamım boyunca dua ettiğim Tanrı kadar gerçek bir başka gücün varolduğuna ve bilinçli olarak bütün yaptıklarımızı boşa çıkarmaya uğraştığına da inanırım.
Sayfa 320
Bir kez daha yaratamadığımızı yok etmeyi başarmıştık.
Sayfa 94
Reklam
Daha çok yol var mıdır? Yoo, şu ilerideki nehri geçmek, şu yeşil tepeleri aşmak yeterlidir. Belki de varmışızdır bile. Şu ağaçlar, kırlar, şu beyaz ev belki de bizim aradığımız şeylerdir. Bir an, bunun doğru olduğuna inanıp, orada durmak isteriz. Sonra, kulağımıza ileride daha iyisinin olduğu çalınır ve tasasız bir biçimde yeniden yola koyuluruz.
Sayfa 49 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Şirince’de bir teyze, her kedinin ayrıayrı adı var
“Delik deşik duvarın önünde yaşlı, çok yaşlı bir kadın oturuyor. Unutulmuş bir yüzyıla ait sanki. Bir deri bir kemik, ayağında el örgüsü çoraplar, gözlerinin oyuklarında dev gölgeler…” Son gittiğimde göremedim, aradım, sordum, bulamadım kendisini. “Toprağın çağrısından kurtulmam mümkün değil. Her nesnenin bir gölgesi, her sesin binlerce
Kant'a göre ''hakikat'' ne de olsa görece bir şeydir. Her zaman, beşeri anlama yetimizin belirlediği çerçeveye dayanır. Anlama koşullarının dışında kalan bir dünyanın, yani ''kendinde şeyler'' dünyasının nasıl göründüğü konusunda bilgi sahibi olmamız imkansızdır. Kant'ın bu tezi okurlarının birçoğunda şoka yol açmıştır. Hatta bu tezil ilk ele alanlardan biri olan Heinrich von Kleist için bu, insanın dünya konusunda güveinilir bir oryantasyonu kaybetmesi demektir. Kleist, Mart 1801 tarihli bir mektupta Kant'ın kuramında şu sonuçları çıkarır: ''Bütün insanlarda göz yerine yeşil camlar olsa, baktıkları nesnelerin yeşil oldukları yargısına varmak zorunda kalırlar -ve gözlerinin şeyleri oldukları gibi mi gösterdiğine yoksa şeylere onların kendilerine ait değil de göze ait bir şey mi kattığına asla karar veremezler. Hakikat dediğimiz şeyin hakikaten mi hakikat olduğuna yoksa bize yalnızca öyle göründüğüne karar veremeyiz. Eğer yalnızca öyle görünüyorsa, o zaman burada topladığımız hakikat öldükten sonra artık olmayacaktır -ve mezara kadar bizimle gelecek bir mülk edinme yolundaki bütün çabalar boşunadır.. Tek, en yüce hedefim kayboldu; artık hiçbir hedefim yok.''
Sayfa 128 - Arkadaş Yayınevi
Aslında ekilen her bitki hem çürüdüğünde toprağa organik madde kattığı hem de yem olarak kullanılarak hayvan dışkısına dönüştüğü için dolaylı olarak gübredir. Fakat bunlardan elde edilen faydayı artırmanın da yolları vardır. Bunlardan biri bitkilerin köklerini sökmekten olabildiğince kaçınmaktır. Eğer zararlıları cezbetmekten korkuyorsanız havuç ya da diğer kök sebzelerini, lahanagilleri ve bahçenizden uzaklaştırmaya çalıştığınız istilacı yabancı otları kökten sökebilirsiniz. Fakat fasulyeleriniz artık meyve vermeyi durdurduğunda bitkiyi dibinden kesmeyi tercih edin. Kökler toprağın içinde yavaş yavaş çürüyecek ve yeraltındaki canlılar rahatsız edilmemiş olacaktır. Çürüyen fasulye köklerinin geride bıraktığı kök yolları daha sonra ekilecek bitkinin hızlıca derin kökler üretmesi için kolaylık ve güzel bir azot kaynağı sağlayacaktır. Pek çok bitki yeşil gübre olarak çok değerlidir. Bu bitkilerin yaprakları kesilip malç olarak çürümek üzere zemine yayılabilir
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.