Hayatı kendim için yaşamıyorum! Ve korkmuyorum hiçbir şeyden. Başıma gelecekleri de biliyorum.
Her şeye rağmen düşmana inat yaşayacağız.
Yarınlar bizim çünkü!
- Yılmaz Güney
Güzel konuşmadan anladığı; her sözün onünde sonunda ağdalı Arapça kelimeler kullanmak,olabildiğince anlaşılmaz olmaktı . «Bizim millet bÖyle dir,» 'diyordu. «Söylediğini anlamazsa seni büyük adam sanır.
Niye korkarlardı o kitaplardan, niye? .
Kitaptan korkan iktidarların ömrü ne kadar olur?
Gerçekten korkan iktidar ne kadar yaşar? ·
Ve onlar tarihe nasıl geçerler?
Dağlarımız, ovalarımız ve ırmaklarımız bizi bekliyor. Biz bütün ömrümüzü gurbette geçirip gurbet türküleri söylemek istemiyoruz.
Biz yiğitlikleri ile destanlar yazmış bir halkız ve önümüzde duran bütün güçlükleri yenecek güce, kararlılığa ve koşullara sahibiz. Dost ve düşman herkes bilsin ki; kazanacağız, mutlaka kazanacağız!
- Yılmaz Güney
Her gün, gözleri önünde insanlara eziyet edilirken, işkence edilirken bu denli kaygısız, yalnızca askerliğinin bitmesini düşlemeyi nasıl rahatlıkla yapabiliyorlardı. Neydi onların kafasındaki süzgeç?...
Ya çevredeki evler... onlar... elli metre ötelerinde, işkenceye yatırılmış, bangır bangır bağıran, işkence odalarında aç susuz bekletilen insanlardan habersiz, günlük ilişkilerinin en küçük ayrıntıları içinde boğulan, aslında önemsiz olan o küçük ilişkileri dünyanın en önemli sorunları gören... onlar...
“Herkes kendi hücresinde yaşıyor... onların da gözleri bağlı... elleri ayakları zincirli... bir gün gerçek birer tutuklu olduklarının bilincine varacaklar... Uzlaşamayacaklar hücreleriyle, zincirleriyle, göz bağlarıyla... kıracaklar... yok edecekler...”
Ve hücre duvarlarında yazılanlar doğrulanacak bir gün.
“Zulüm mutlaka yenilecektir!”
Sayfa 320 - Güney Filmcilik Yayınları, “Sanık”tan…Kitabı okudu