Tanıdık geldi :)
O çocuk sesiyle "Hadi öptüüüüüm!" dedikten sonra sesi ve yüz ifadesi yine sertleşti. Nasıl da rol yapıyor bu genç kızlar böyle? Acaba Tolstoy bunu biliyor muydu ya da Montherlant? Biraz önce yaralarını bana gösterirken de böyle masum bir kız çocuğu ifadesi yerleşmiști yüzüne. Hiçbir sey söylemiyor ama haliyle tavrıyla sanki "Bak, uf oldu!" diyen küçük bir kiz çocuğunu andırıyordu. Bütün aksiliğine, öfkesine rağmen, çocuk-kadın sevenlerin, yani erkeklerin çoğunun bayılacağı bir tipti bu kız.
Sayfa 144Kitabı okudu
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir. Çakır Ağa, İsa
Reklam
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Meryem Ana’nın bekaretinin çeviri hatası kaynaklı olduğunu iddia eden dipnot,
1 A. N. Wilson, İsa biyografisinde, daha en başında Yusuf'un bir marangoz olduğu hikayesi üzerine şüphelerini aktarır. Yunanca sözcük tekton sahiden de marangoz demektir ancak Aramca sözcük naggar'dan çevrilmiştir ki bu sanatkâr ya da bilge anlamına gelir Bu bazı yapısal yanlış çevirilerden biridir, İncil'i bozan en ünlü yanlış çeviri, Isaiah'ın İbranicesi genç kadının (almah) Yunancaya bakire (parthenos) olarak çevrilmesidir. Basit bir hata! (Nasıl olduğunu anlamak için İngilizce sözcükler "maid" temizlikçi kadın, kız) ve "maiden"i (bakire, el değmemiş) akla getirin.) Çevirmenin bu hatası çılgınca şişirilmiş ve İsa'nın annesinin bir bakire olduğunu söyleyen akıl almaz bir efsanenin doğmasına yol açmıştır! Tüm zamanların en yanlış çevirisi şampiyonluğunda ona tek rakip, yine bakirelerle ilgili bir çeviri hatasıdır. Ibn Warraq neşeli bir üslupla, şu ünlü "her Müslüman şehide yetmiş iki bakire" sözünün "kristal kadar berrak beyaz üzümlerin" yanlış bir çevirisi olduğunu bildirmiştir. Şimdi, eğer bu yanlış geniş ölçüde bilinseydi, intihar eden masum kurbanların kim bilir kaç tanesi bugün yaşıyor olurdu? (Ibn Warraq, "Bakireler? Hangi bakireler?", Free Inquiry 26:1, 2006, 45-6.)
Sayfa 134 - Bölüm 3 - Tanrının Varlığı İçin Gösterilen Kanıtlar, Kutsal Kitaplardan KanıtKitabı okudu
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
Bir kadının gerçek hikayesi ne zaman başlar biliyor musunuz ? İçindeki kadınlık ve annelik gücünü fark edince... Kendi ayaklarının üzerinde durması gerektiğini öğreninceye kadar acı çekince. "Şu koca dünyada yapayalnızsın be kızım!" yalnızlığını en derinlerinde hissedince. Ve hayatın " Kendi başının çaresine yine kendin bak çünkü kimseden fayda yok sana " mesajı iliklerine kadar işleyinceye başlar.
Reklam
152 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.