Rus toplumunda böyle ‘düşünen’ adamlar pek çoktur. Bunlar herhangi birinden daha mutsuzdurlar. Çünkü akıllarının körlüğü oranında düşüncelerinin ağırlığı da artar.
Konuşacak bir şeyimiz yoktu, buna alışmıştık. Sadece birbirimize sövmek için ağzımızı açardık. Bir adamın, özellikle de bir arkadaşın her zaman sövülecek bir yanı vardır.
Hayatında hiçbir güzel şey bulunmayan bir insanın bir hikaye uydurup gerçekmiş gibi anlatmasında ne kötülük var ? Anlatır, masalına kendi de inanır, bir parça avunur. '
Az sonra sevinçle çınlayan sesini işittim:
-Aslansın!
Bir kadının küçücük bir övgüsü, (ağzından balda aksa) bir erkeğin pohpohlamalarından çok daha değerli benim için.
Sokak insan dolu. Bir sürü insan geçer ordan. Onları görürsün, fakat ilgini çekmezler... Umrunda bile değillerdir. Geçip giderler... Ama kitapta okuyunca öyle acırsın ki, yüreğin duracak gibi olur."
Ruhlarının ya da bedenlerinin bir hastalığını hayatta en değerli şeyleri sayan insanlar vardır. Bu hastalığı hayatları boyunca taşır, sadece onunla yaşarlar. Ondan yıkanır, böylece öteki insanların ilgisine hak kazanırlar.
Dünyada boşu boşuna yer kaplıyor, başkalarının yolunu tıkıyoruz...Suçlu kim? Kendimiz.. Yaşama isteği yok bizde;kendi benliğimiz karşısında duygusuzuz."