Şempanzelerin kendilerine has sesleri vardır: Eskiden sadece seslerinden yirmi beşini de tanırdım. Bu primatların yanında kendimi çok rahat hissederim ve onları hakikaten büyüleyici bulurum ama çoğu insana öyle görünseler de asla “şirin” olduklarını düşünmem. Güç oyunlarını fazlasıyla ciddiye alırlar ve bu uğurda düşmanlarını öldürmeye bile hazırdırlar. ABD’de ev hayvanı olarak beslenen bazı şempanzelerin yaptığı gibi insanları öldürdükleri ya da yüzlerini ısırdıkları görülmüştür. Vahşi bir hayvanı, cinsel kıskançlığının ve hakimiyet dürtüsünün, bizim zayıf türümüz tarafından tahrik edilebileceği bir ortamda tutunca böyle bir risk daima vardır. Tek bir yetişkin erkek şempanzenin (kamavari köpek dişleri ve dört “eli” bir yana) öyle muazzam bir kas gücü vardır ki irikıyım beş adam onu zaptedemez. İnsanların yakınında büyümüş şempanzeler bunu gayet iyi bilir.
...Rize’den çay getiren bir kamyon Zigana dağlarını yanladı fiyakayla Zigana dağlarının uzak gölgesi Aktı bir su gibi kursağına Ve şoför Sahil bir otobüsü daha solladı Yaktı bir cıgara daha Meğer ki öksürüğü İstanbul’dan duyula Ufacık bir gecekondudan Bir kadın tarafından, adı Zeynep de olabilir Nazlı da Ama ne bilsin ki kadın Bafra dolaylarından geçerken uçacağını Kızılırmağa Salihin Evladım, daha yirmi iki yaşında Uyur şimdi bütün uykularını Kamyonda uyur gibi Gözleri açık uyur Kızılırmağın suyunda.
Sayfa 41
Reklam
zaman geçti zaman geçti ve saat dört kez çaldı dört kez çaldı bugün aralık ayının yirmi biridir ben mevsimlerin gizini biliyorum ve anların sözlerini anlıyorum kurtarıcı mezarda uyumuştur ve toprak, ağırlayan toprak, dinginliğe bir belirtidir. zaman akıp geçti ve saat dört kez çaldı
Sürekli film izler gibi haber izleyenleri anlayamıyorum.Hadi on,yirmi dakika gündemden haberdar olmak için izlersin ama sürekli kim kimi vurmuş kim kimi nerede nasıl öldürmüş tarzı şeyler izlerseniz paranoyak olursunuz,bu tamamıyla kaostan beslemek oluyor yani zevk mi alıyorlar anlayamıyorum.Bide medya da gündeme gelen her şeye inanlar var🤦 yapmayın etmeyin biraz kendiniz düşünün size sunulan hazır şeylere inanmayın hemen ,bir şey size çok açık ve net sunuluyorsa orada şaibeli bir durum vardır.Surekli vurdulu kirdili haberler izleyenlerin psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum.Hepimizin sorunları var ama pozitif yaklaşmak lazım hayatın güzel taraflarına bakmak lazım😊Kaostan beslemek ruha zarar verir, Kahvaltıya her gün müge anlı izleyeceginize açın güzel bir şeyler de izleyin arada, sanki hayat çok toz Pembe bir de kafanisi öyle şeylere dolduruyorsunuz,hem fazla haber çocuklar için de iyi değil.Ben dört yıl önce bir haberden sonra bıraktım haber izlemeyi 15 yaşında ,gayetde mutluyum iyi ki bıraktım.Her gün haber izleyecegime arı Maya işletim daha iyi 😊👍🌸
Ne zaman ay’a baksam hep aynı düşüncelere dalarım. Nice medeniyetlere şahit oldu, nice aşklara, yüz yirmi dört bin peygambere, zulmlere, mucizelere. Kitaplarda okuduğumuz, hayran kaldığımız nice komutanlara, şairlere, sevgililere ve savaşlara. Izdırap dolu gecelerinde kaç insanın gözü değdi, kaç insan onunla konuştu, kaç insan huzur buldu onda. Kaç aşığın bir türlü sabahı olmayan o hüzünlü gecelerine eşlik etti. Kaç ayrılığa şahit oldu. Ve şimdi nerede o acı çekenler? Anın içinde kaybolanlar, göğüs kafesi patlarcasına canı yananlar, sızlayanlar, anlamını yitirenler neredeler ? Şimdi bütün acılarıyla toprağa karıştılar ve hiç var olmamış gibi ölüp gittiler. Bizim içinde bu değişmeyecek. Şu an içinde bulunduğun ruh hali, mutsuzluk, elli-yüz sene sonra toprak altında kaybolup gidecek. Her şey geçer. Ve ölüm hak. Öyleyse neden bir kez yaşayacağımız bu hayatı kendimize zindan ediyoruz ? Hayatı yaşarken yaşayın, zira ölüm elbet bir gün gelecek.
Murat
Murat
Ne zaman kavas kelimesini duysam aklıma Vali Hüseyin Avni Coş geliyor.
Râkım Efendi dediğimiz çocuk, eski Tophane kavaslarından birinin oğlu olup bundan yirmi dört sene önce babası vefat ettiğinde annesinin elinde bir yaşında yetim olarak kalmıştı. Bir kavas, evladına ne bırakabilir?
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ortadoğu'yu bir masaya benzetirsek, bu masanın dört ayağı vardır: Türkiye, İran, Mısır ve Arabistan.
“bir yazarın görevi bir şeyi alıp onu yirmi farklı şekilde sunmaktır”
Öğretim ve Eğitim
Çağımızın üstün düşüncelerinin ilk sırasında şu fikir bulunuyor: Eğitim ve öğretimden beklenen sonuç, insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Sürekli tekrar edilen bu iddia, sonunda demokrasinin en sarsılmaz bir inancı haline gelmiştir. Bir zamanlar kilisenin dogmalarına dokunmak ne kadar tehlikeli idiyse, bugün de bu inanca dokunmak o
Yaşamımın yirmi beş yılını çevremle ilgisiz, kör gözlerle dolaşarak geçirdiğimi anlıyordum. Kendimi aynen karanlık bir odada uzun bir süre kaldıktan sonra perdelerin açılıp parlak güneş ışığının odaya dolmasıyla bir an için körleşip sendeleyen bir insan gibi hissediyordum.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.