Ortalık gün güneşliktir.Her sabah ufuklar aynı tazelikte kızarmakta, dağlar aynı harikulâdelikle aydınlanmakta,güneş aynı gençlikle dağların ucundan gözükmekte,insanlar uyanıp pazarlara koşmakta,taş yontucuları,saraylar için mermer yontmakta,Mezopotamya'nın asma bahçelerinde üzüm salkımları hayat özünü taşıyormuşcasına sallanmakta. Hiç kimse,bu mutlu yaşantının değişebileceğini,ufukların kararacağını,güneşlerin görünmezcesine batacağını, şehirlerin toza ve dumana karışacağını aklına getirmiyor. Tufanda değil,Tufan öncesindeyiz de ondan. İnsanlar,genel olarak içinde bulundukları zaman ve şartların etkisi altında düşünürler.Yani mantık da içinde bulunulan şartların mahkûmudur.Dünü, içinde bulunduğumuz olağan şartların ışığında yorumlama eğilimini taşıdığımız gibi geleceğe de aynı durumların tekrarı olmaktan öte bir hayat hakkını yakıştıramayız.İnsan âdeta kördür. Ne geçmiş zaman bugünkü gibiydi;ne de gelecek zaman bugünkü gibi olacaktır.Hatta bu anlamda ve bu açıdan bakılınca, şimdiki zaman bile algıladığımız şimdiki zamanın ötesinde durmakta.Gölgeyi gerçek, gerçeği gölge yerine koyan insan, kendini aldatmaktan başka bir şey yapmıyor.
"hayat insanlar doğduğunda başlamaz, öyle olsa her gün kazanılmış bir gün olurdu, hayat çok daha sonra ve genellikle de çok geç başlar, başlar başlamaz biten hayatlardansa hiç bahsetmeyelim, ki bir şairi şunu söylemeye itmişlerdir, ah, olma ihtimali olanların tarihini kim yazacak."
Reklam
Kendim de onlardan biri olduğu için mi bilmiyorum, oldum olası yitik insanlar çekmiştir ilgimi.
Bir kitapta dediği gibi sana sahip olan hafızan senden bağımsız görünen bir iradeyle ortaya çıkarıveriyor anılarını bir köşeye attığın. Kirlene kirlene gelirken yaşadığın zamana, yitik anılarla dolan kalbinde, aynı şeffaf sancıyı yakalamak mümkün mü? Duygun yorgun, zihnin karmaşık, insanlar acımasız, kararlar arafta.
Sayfa 18 - Gökyüzü En Sevdiğin Renk Olduğunda
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
"O kendi kanına batmış heves... O bütün yitik hayatlara tutulan yasın soylu sesi eşlik ederdi..."
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.