Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
·
Puan vermedi
Kalp Muhafızı
Merhabaa Spoiler var Şimdi öncelikle söylemek istediğim şey bence Beyza alkoç’un kitapları bana hitap etmiyor o yüzden yorumumu lütfen ona göre okuyun şimdi bence kitabın konusu güzeldi içeriği hoştu karakterler okeydi hani ne çok ne azdı benim için bu kitap ama hani konu olarak düz baktığım zaman fakat şöyle bir durum var Beyza alkoç‘un
Kalp Muhafızı
Kalp MuhafızıBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 20231,414 okunma
Reklam
Bir toplumu tanımak mı istiyorsunuz? Medyalarına ve bu medyaları nasıl kullandıklarına bakın. SAVAŞLAR, MEYDAN'LARDA DEĞİL MEDYA'LARDA KAZANILIYOR! Bir toplumu yok etmek mi istiyorsunuz? Algılama biçimlerini değiştirin. Böylelikle zihinleri köleleşsin, beyin ölümü gerçekleşsin, istenilen şekillerde yönlendirilebilecek hâle
- Eğer Tanrı varsa, gerçekten de dünyayı o yaratmışsa onu Euclide geometrisine göre kurduğu, insan aklınınsa ancak üç boyutu kavrayabilecek güçte olduğunu kesinlikle biliyoruz. Gelgelelim, bundan kuşku eden geometriciler, filozoflar her zaman olmuştur, şimdi de vardır. Hem en seçkinlerinden bile çıkıyor böyleleri. Dünyanın ya da daha genel alalım, bütün evrenin Euclide geometrisine uygun yaratıldığından kuşku etmekten başka, Euclide'e göre, yeryüzünde hiçbir türlü kesişemeyecek paralel doğruların sonsuzlukta bir yerde kesişebileceklerini hayal etmeye bile cüret gösteriyorlar. Şuna karar verdim canım, daha bunu bile anlayamıyorsam Tanrı'ya akıl erdirmekten çok uzağım demektir. Bu tür sorulara yanıt bulacak yetenekte olmadığımı, ancak Euclide'i anlayabilecek dünyasal bir zekâm olduğunu kabul ediyorum, dünyadan ötede sorunları çözmek kim, ben kim öyleyse! Sana da salık veririm bunu Alyoşacığım, böyle şeyleri, hele Tanrı var mı yok mu, hiç düşünme. Ancak üç boyutu kavrayabilecek bir zekâ için çok derin sorunlardır bunlar.
Sayfa 328 - İletişim Yayınları
"Canım artık bizim bu evden, bu hayattan birlikte çıkmamız lazım," diye fısıldadım. “Hayat kısa, günler yıllar inatlaşarak geçiyor. Artık bizim birlikte başka bir yere gidip mutlu olmamız lazım." Füsun sözlerimi hiç duymamış gibi yapıyordu, ama Limon kısacık bir cik cik cik ile bana cevap verdi. "Artık korkacak, çekinecek bir şey de yok. Sen ve ben, ikimiz, bu evden birlikte çıkıp başka bir yerde, başka bir evde, bizim evimizde hayatımızın sonuna kadar mutlu olalım. Yirmi beş yaşındasın, önümüzde daha yarım asırlık hayat var Füsun. O elli yıllık mutluluğu hak etmek için son altı yılda yeterince çile çektik! Artık ikimiz birlikte gidelim. Yeterince inatlaştık artık." "Biz inatlaşıyor muyuz Kemal, hiç haberim yok. Elini oraya koyma, kuş ürküyor." "Ürkmüyor, bak elimden yiyor. Onu evimizde baş köşeye yerleştireceğiz." "Babam merak eder şimdi," dedi, sırdaşça bir edayla, dostça. Ertesi perşembe gene Hitchcock'un çektiği Hırsızı Yakalamak'ı seyrettik. Film boyunca Grace Kelly'i değil, Füsun'un ona bakışını izledim. Güzelimin boynundaki mavi damarın atışından elinin sofrada kıpırdanışına, saçlarını düzeltişinden Samsun sigarasını tutuşuna kadar her şeyinde, yıldız prensese ilgisini görüyordum.
Sayfa 397 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
Oyun için ilk düşündüğüm son:
Coşkun kalpten ölüyor. O sırada tiyatro patronu giriyor. Ne oldu? Gerçekten öldü mü? Yok canım oyun. Peki şimdi ne yapacağız? Ne mi yapacağız. Oyun bittiğine göre seyirciyi selamlayacağız. (Neden öldü? Kalpten öldü elbette. Yaa kalbi mi vardı. Evet kalbi olduğu için öldü. Oyunları çok ciddiye aldığı için öldü. Ciddi olmayan başka biri hiç olmazsa bir baygınlıkla filan yetinebilirdi. Coşkun'un kötü huyu: her olayı büyütürdü.) #Muhtemelsonumuz#
Sayfa 110 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
"Biri yere düştüğünde tutup kolundan kaldırmak bu kadar mı zor? Işıl ışıl iyilik dururken, kötülüğün tarafını seçmek neden? Kalbinizde yeşil bir ağacınız, şarkı söyleyen kuşlarınız yok sizin! Sokakta gördüğünüz bir ağacın yanından yalnızca geçip gitmeyi bilirsiniz! Hayvanlara eziyet edersiniz, çocuklarınıza sevgiyle yaklaşmazsınız. Fakat hissedin! Hissedin! Kalbiniz var! Düşünün! Bir düşünün! Aklınız var! İnsan başka nasıl değişir yoksa? Sabahları güneş hepimiz için doğmuyor mu, niçin karanlıkta kalıyor sizin kalpleriniz? Hepimiz aynı gökyüzünün altında yaşamıyor muyuz, niçin bulutlanıyor aklınız?"
Sayfa 148Kitabı okudu
622 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Oblomov sen tembel değilsin.
Hüzünlenerek bitirdiğim kitaplardan oldu kendisi. Çok da keyif alarak bitirdim. Herkes demiş tembellik, aylaklık vs. Sorun bakalım Oblomov ne yaşamış. İlla ki yaşamıştır. İnsanın durduk yere tembel olması benim için imkansızdır. Ya çevresindeki insanlar kötüdür ya da gerçekten ciddi bir travma yaşanmıştır, öyle değil mi? Amacım kitaptaki ana
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,4bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.