"Şehzade Osman Celalettin Efendi, bu topraklarda, bu lanetlenmiş topraklarda, insanın kendisinin olabilmesinin en önemli sorun olduğunu, bu sorun gereğince çözülmedikçe, hepimizin yıkıntıya, yenilgiye, köleliğe mahkum olduğumuzu bilirdi. Kendisi olabilmenin bir yolunu bulamamış bütün kavimler köleliğe, bütün soylar soysuzluğa, bütün milletler yokluğa, hiçliğe, hiçliğe mahkumdur."
Sayfa 377Kitabı okudu
Soğuk Savaş'ın sıcak bir savaşa dönüşmemiş olması dünya için büyük bir şans ve mükafattır. Ama günümüzde hiç kullanılmayan silah, araç, teçhizat ve mühimmat ile bunlar teçhiz edilmiş büyük ordular önemli bir tartışma konusudur. Ordular ve silahlanma için harcanan para, ekonomik getirisi olan yatırımlara, eğitime ve sosyal güvenliğe harcansaydı dünya daha zengin ve refah içinde olabilirdi. Bu tartışmalar ve fiilen konvansiyonel savaşın yokluğu orduların küçültülmesine, zorunlu askerlik yükümlülüğünün kademeli olarak kaldırılmasına ve dolayısıyla orduya bütçeden ayrılan payın düşmesine sebep olmuştur. Yani savaş teknolojisinde önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemde silahlı kuvvetler asli görevini bütçeden daha az pay alarak ve daha az personelle yerine getirmek zorundadır.
Reklam
"Yokluğun orda çiçeklerde Dünya seninle de sensiz de aydınlık."
Sayfa 32 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Allah'ın bir dahisi: Sultan Mehmet Han
Şöyle ki; deniz kuvvetlerinde görevli olan subay ve üst komutanlara, acele gemilerin kara yolu ile Haliç'e indirilmesi için deniz dışından (yani Beşiktaş sahili limana kadar bir yol yapılmasını ve kızaklarla donatılmasını emretti. Bu iki deniz arasındaki olan mesafe (Boğaziçi ve Haliç arası) 1483 metre olup bunun yarısı, yani tepenin üst başına kadar olan yer yokuş ve Haliç'in içine kadar olan yer iniştir. Bu yol işçilerin çokluğu dolayısıyla pek az zamanda meydana geldi. Padişahın buyruklarıyla gemiler yolun üzerine çıkarıldılar. Gemilerin altlarına kalın tahtalar ve iki tarafına dayanaklar konulup, kalın ip ve halatlarla kuvvetle bağlanarak gemilerin dengesi güven altına alındıktan ve dirsek teşkil eden yerler de kayış urganlarla çevrildikten sonra gemilerin kızaklar üzerinde çekilmesini padişah emretti.
#alıntı
Herkes ayaklanmıştı. Yara izlerine, şekil bozukluklarına, elle tutulabilecek olan bütün korkunç şeylere hazırlıklıydılar ama yokluğa değil!
İthaki yayınlarıKitabı okudu
Yokluk ve yoksunluğun da varlık gibi bir nimet olduğunu bilir, yokluğu tadanların zorluklara kolayca sabrettikleri gibi nimetin gerçek sahibini daha iyi tanıdıklarını ve şükrün sırrına daha çabuk erdiklerine inanırdı. Bunun için Allah Resûlü (sas) gibi zühdü ve sade yaşamayı tercih etmişti.
Reklam
1.000 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.