Birlik, insanın, kendi vücud azâlançrını tarife yanaşmadan önce vücudunun birliğini ve bütünlüğünü bilmesi gibi, her türlü faaliyetten önce kavradığı bir bedihî hakikat... Herşeyin zıddıyla var olması hakikati dairesinde, eşyanın hakikati çokluk ve mahiyeti yokluktur... Biri vardır ki, başında da sonunda da var olan odur; O’NDAN BAŞKA VAR YOKTUR... Bu dünya “bir varmış bir yokmuş” meâlindedir... Yâni, ezellerin ezelinde “Mutlak Zât” vardı ve O’ndan başka hiçbir şey yoktu; ister imân ve isterse küfrün çeşitli kollarına âit bir yerde bulunulsun, herkesin müştereken bildiği bir hakikattir ki, Kâinat’ın bir başlangıcı vardır... Ezellerin ezelinde var olan “Mutlak Zât”ın bilgisinde nasıl olacağı mevcut bu âlem, onun vücûdunun ışığı ile zuhura geldi; O, bütün mevcutları, varlık çehresiyle belirtti, gösterdi, meydana çıkardı... Ve bütün mevcutlar, her ân, varlıkla yokluk arasında gezdirilirken, o Zât’ın sanatını gösterir... Ezellerin ezelinde yok olan, yine yoktur; isterse var gibi görünsün!..
Zîrâ “Allah her ân bir şe’ndedir, tecellidedir, yaratıştadır.” (Rahman/29). Sûretlerin geçici ve hakikatlerin bâki olmasının arka plânında, zamanın sırlı işleyişi ve eşyanın hakikatinin ne olduğu hususu vardır. Zamanın en küçük diliminde yaratılarak, zamanı doğuran ve doğurmaya vesile olduğu zaman nehri içersinde akan her bir zerrede, pek lâtif bir sır ve umumi bir mânâyı (esmâ) okutturan bir gaye, zıtlıklar içersinde bir bütünlük, yokluk içersinde bir varlık, maksatsızlıklar içersinde bir maksad, kanun-u İlâhî’yi gösteren bir hikmet mevcuttur. İmkân dairesin-deki bu oluş ve surî görüntülerin değişim, bozulma ve dağılma şeklinde görünen aldatıcı mücadele ve cüz-î iradelerin farazî tasarrufunun neticesi ortaya çıkan durumların hiçbirinde, hikmete münafi, abes bir durum görünmez
Hayatın kısa olduğunu söyler herkes. Hayatın uzun olduğunu söyleyenleri duyamazsınız çünkü onlar intihar etmiştir...
.
.
Toplum, kendimizden kaçmak için birbirimize katlandığımız yer...
.
.
Tehlikeli acılar , tehlikeli hazlar mı doğuruyordu ne?
.
.
Merhabalar sevgili kitap dostlarım... Kalemini ve kurgularını çok sevdiğim, Emre Timur 'un
'Dejenerasyon!' Anahtar kelime bu. Dejenerasyon kelimesinin anlamı istemli olarak çarpıtılmıştır. Güç sahibi insanlar, kelimenin anlamının 'bozulma, özünü yitirme' olduğunu sanmamız için ellerinden geleni yapmışlardır. Oysa Fransızca'da 'de' öneki, olumsuzluk, yokluk belirtirken, 'jenerasyon' da 'nesil' anlamına gelir. Dolayısıyla dejenerasyonun gerçek anlamı 'nesilsizlik'tir. Ve kelimeyi icat etmiş olan kişi insanlığın varacağı noktayı doğru tahmin eden müthiş bir sosyolog ve politologdur.