148 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Genel yorumlar
"Nesneler bir hayal olsun ya da olmasin fark etmez, ben de nihayet bir hayal sayılmam ve böyle bir durumda ben nasilsam nesneler de öyle demektir. Nesneleri sevimli ve el üstünde tutulmaya deger gösteren de işte budur: Onlarin da benim gibi olmalari. Bu yüzden sevebiliyorum onları. Ve gülecegin bir sey daha söyleyeyim sana: Sevgi, dostum
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038.5k okunma
167 syf.
·
Not rated
♡"Bu dünyada bedeninden henüz kurtuLmamış oLan, ama buna rağmen arzunun veya öfkenin yoL açtığı bir anLık duyguLara karşı koyabiLecek güce sahip buLunan insan, içseL (hayatın tadına varmış) bir insandır, mutLu bir insandır." ☆BAGAVATGÎTÂ/ Rabb'in Ezgisi/ Bagavatgîtâ upanişad/ Rab tarafından inşa ediLmiş doktrin 》"HintLerin
Bagavatgita Rabb'in Ezgisi
Bagavatgita Rabb'in EzgisiAnonim · Ruh ve Madde Yayıncılık · 20023 okunma
Reklam
Önsöz
Varlık, ruhsal bir antite ile fiziksel bir antitenin birleşmesinden oluşmuş olan hayattar bütünlük için kullanılan bir isimdir, içinde bulunduğumuz Fizik Kâinat’ta. Bu olguda, yöneten ruhsal antite ve yönetilen ise fiziksel antite’dir. Öte yandan, Fizik Kâinat içinde, ruhsal antite ile fiziksel antite birbirleri ile öylesine bir ilişki ve girişim içindedir ki, fizik bedenli varlık, kendini yalnızca bir fiziksel bedenden ibaret olarak görme paradoksu ile yaşamını sürdürür. Oysa ruhsal antite için fizik beden, yalnızca bir sonda aracıdır ve bu sonda aracı, işte içinde bulunduğumuz fizik dünya üzerinde ancak ruhsal antite’nin yaşam gücü ve yönetimi ile mevcuttur. Gerçekte tüm melekeler, ruhsal varlığın yüksek enerjetik faaliyetlerinin beden sondası üzerindeki çeşitli tezahürleridirler ve bu melekelerin pek çoğu, beden aracı olmaksızın da ruhsal varlık tarafından kullanılabilir. Bu açıdan olmak üzere, durugörü melekesi, bedensel görme organlarına gereksinmeksizin ruhsal-görme’nin en belirgin örneklerinden biridir. Ruhsal varlık, mekân ve zaman ile kayıtlı olmadığı için, durugörü melekesi, gelişmişliği ve varlığın evrimsel düzeyi ile orantılı olarak, evrensel bir görüş olanağı verir bedenli varlığa. Beşer varlığının evrensel yanlarından birini daha sınırlı bir bilgi ve deneyim ile açıklayan bu melekenin, varlık bütünlüğü içinde incelenimi, gözlemlenmesi ve deneyimlenmesi ile, giderek derin bir varlık bilgisine doğru yol alacaktır beşeriyet. HALUK EGEMEN SARIKAYA
Bolluk ve Yoksulluk’tan doğan Sevgi’nin talihi de ona göre olmuş. Sevgi her şeyden önce ve her zaman yoksuldur; çoklarının sandığı gibi hiç de öyle ince ve zarif değildir, tersine kabadır, pistir, evsiz barksız, yalınayaktır; açıkta, dağda bayırda, kapı önlerinde, yol köşelerinde yatar kalkar. Ne yapsın, anasına çekmiş, yoksulluktan kurtulamaz.
CEMİL MERİÇ'İ TANIMA
Cemil Meriç, diyalektiği bir metot olarak uygulayan 'serazat' bir düşünür; sonunda titreyip kendine/yuvaya dönmüş, hidayete ermiş, hak yolunu bulmuş eski bir Marksist; Batı'yı tanıdığı ölçüde, ışığın ancak Doğu'dan gelebileceğinin farkına varmış eski bir batıcı; Doğu ile Batı ve/veya 'muhteşem bir mazi' ile
"Şaka mı ediyorsun?" diye sordu Govinda. "Şaka etmiyorum. Keşfettiğim bir şeyi söylüyorum sana. Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstün de taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir, ama bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez. Henüz bir delikanlıyken sezdiğim bir şeydi bu, beni öğretmenlerden uzaklaştıran şeydi. Bir düşünce gelişti kafamda, Govin da, senin yine şaka diye ya da aptalca bir şey gözüyle bakacağın bir düşünce, ama düşüncelerimin en iyisi. Dinle: Hiçbir gerçek yoktur ki, karşıtı da gerçek olmasın! Yani şöyle: Bir gerçek ancak tek taraflıysa dile getirilip sözcüklere dökülebilir. Düşüncelerle düşünülüp sözcüklerle söylenebilen ne varsa tek taraflıdır, hepsi tek taraflı, hepsi yarım, hepsi bütünlükten, mükemmellikten ve birlikten yoksun. Ulu Gotama öğrencilerine dünyadan söz açarken, çile ve esenlik diye ikiye ayırdı. Başka türlüsü olanaksızdır, öğretmek isteyen birinin izleyeceği başka yol yoktur. Ancak dünyanın kendisi, gerek çevremizdeki, gerek içimizdeki varlık asla tek taraflı değildir. Asla bir insan ya da bir eylem tümüyle Sansara, tümüyle Nirvana değildir, asla bir insan tümüyle kutsal da tümüyle günahkår olamaz. Böyle gibi görünmesi yanılmamız dan, zamana gerçek bir nesne gibi bakmamızdandır. Zaman gerçek değildir, Govinda, ben sik sık yaşadım bunu Zaman da gerçek değilse, dünya ile sonsuzluk, acı ile mutluluk, kötü ile iyi arasında var gibi görünen çizgi de bir yanılgıdan başka şey değildir."
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Geri167
677 öğeden 671 ile 677 arasındakiler gösteriliyor.