“Hızlı mı yol alıyorsun?” diye sordu… “Rüzgârın kanatlarında.”diye cevap verdi…
Bütün kiliselerin yolundan sapanım ben Yeğ tutuyorum seni yaşamaktan ölmekten üstün her şeye Taşıyorum seni cy günlük kokusu kutsal toprakların ey forum şarkısı Kanlı dizlerime bak önünde dua etmekten Senin alevin olmayan her şeye gözlerim ölü Sağırım ağzının olmayan her sızlanışa Sen inleyince anlıyorum ancak milyonlarca ölüyü Ayakların içindir bütün yol taşlarından acı duyduğum Berclenmiş kollarından böğürtlen çitleriyle bütün Omuzlarını çökertir taşınmış bütün yükler Bütün felaketi dünyanın bir damla gözyaşında senin Hiç acı çekmemiştim senden önce Acı çekmek midir acımam Bir yarayı böğüren hayvana Nasıl kıyaslayabilirsiniz hayvansal acıyla Üstünde gündüzün çarmıha gerildiği bu paramparça vitrayı Sen öğrettin bana acının alfabesini Biliyorum şimdi hıçkırıkları okumayı Hepsi de senin adından yapılmışlar Yalnız adından kırık adından yaprakları yolunmuş gül adından senin İsa'nın Çektikleri'nin bahçesi olan adından Cehennemin ateşi içinde dünyanın suratına yazacağım adından senin Onun yaftasındaki gizemli harfler gibi Adın etimin çığlığı ruhumun yırtığı Uğrunda yakacağım adın bütün kitapları Adın insan çölünün bitiminde bütün her bilgi Adın ki benim için yüzyıllar öyküsü İlâhiler ilâhisi Bir bardak su kürek mahkûmlarına Ve bütün sözcükler şişe diplerinden bir tarladır ancak lanet- lenmiş bir kentin kapısında Çatlak dudaklarımda ezgilenirken adın Yalnız adın kesseler de dilimi Adın Bütün müzik ölüm anında
Sayfa 27
Reklam
Sonraki biriki gün Frodo evrakını ve yazılarını Sam ile birlikte gözden geçirdi ve anahtarları teslim etti. Düz kırmızı, deri kaplı koca bir kitap vardı; koca sayfalan artık neredeyse tamamen dolmuştu, îlk başlar, Bilbo'nun ince, dolaşık yazısıyla doluydu; fakat çoğu Frodo'nun sıkı, akıcı yazısıydı. Kitap bölümlere ayrılmıştı fakat
Boş gözlerle Murat'a baktım. "Yirmi saati geçkin otobüs yolculuğumda neyi düşündüm biliyor musun? Neden bizim gibi öğrencilerin başına her türlü şey gelirken elimize silah veren o sendika başkanı denen deyyusa hiçbir şey olmuyor? Ya da sendika başkanının arabası neden Amerikan malı? Bence sen de düşün." Murat, bir anda küçük bir beyin sarsıntısı geçirdi ama hemen toparladı." Devrime giden her yol mubahtır. Sosyalizmden ne ara Makyevelizm'e geçtik. 'İktidara giden her yol mubahtır.' olacak."
Ergenekon destanı...
"Anadolu masallarının çok tanınmış bir olayıdır. Bir avcı düşer bir geyiğin peşine, bu dağ benim, bu dağ senin derken yolunu şaşırır ve bilmediği yerlere gelir. "Geyik de çekti, beni kendi dağına" şarkısı hâlâ kulaklarımızda çınlamaktadır. Türkler islâmiyete girdikten sonra da, kendi efsanelerini peygamberlerin hikâyelerine uydurmuş ve devam ettirmişlerdir. Anadolu'da bilhassa Ramazan geceleri okunan Muhammediye vs. gibi kitaplarda, Hazreti Muhammed'in torunu Muhammed Hanefi avlanırken bir geyik görür ve onun peşine düşer. Gide gide bir mağaraya gelir. Geyik mağaradan içeri girer, o da geyiği takip eder. Nihayet yer altına doğru epey yol aldıkdan sonra, bağlık bahçelik bir yere gelirler ve orada eşi Mine Hatun'u bulur. İşte bu hikâye islâmiyetle uyuşturulmuş bir nevi Ergenekon destanıdır.."
O maral, kölesi uygarlığımın O maral nihandır,dokunur bana Orda,bir ummanın dudaklarında O muhibbi gemilerden yayılan Segah bir yalnızlık fırtınasıdır Kaptanların ölümüne son ağıt Son deniz feneri aydınlığında Kapanıp kalmışım,göçemiyorum
Reklam
695 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.