Her yeni keşif, bir yenisine daha yol açan araçları da beraberinde getirir.
Sayfa 13 - TÜBİTAKKitabı okuyor
Bu düşünceli haline Eşi de katkı verirse, Adam Filozof olacak. yorumda
***** Erkeklerin çoğu, ancak başka çıkar yol yoksa evliliğe boyun eğecek ve “ömrünün geri kalanında bunu neden yaptığını düşünecektir.” *****
Sayfa 78 - SAYKitabı okuyor
Reklam
Türk Efsaneleri
Türk Efsaneleri Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye! İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu'da kurtardı. Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz. Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak. Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile
Batı düşüncesi dünyaya hakim olmaya hazırlanırken öyle sağlam temeller atmış ki bugün artık hakimiyetini sürdürmek için ayrıca bir felsefi görüş geliştirmeye muhtaç değil. İlk ve orta eğitimin Batılı anlayış içinde düzenlenmesi, Batı'nın temel düşüncelerinin büyük insan kümeleri tarafından benimsenmesine, onların "ideolojisi" haline gelmesine yol açtığı için bu temelin üzerine her türlü katın çıkılması kolaylaşıyor.
- "Olacağımı olmak" diyorum... O ne? Üzerine gittikçe , şuur seviyemin her değişiminde, hakikati kavrayışım da değişiyor... Hakikati neyle tesbit ediyorum? başta söylediğim sözler, boş sözler değil; kendi kendine kalırsan varılacak yer hiçliktir... Bir yol var, biricik yol: "Allah Resûlünün bildirdiği yoldan imânın, aksiyonu!.."
Sayfa 174 - 10.Levha, (Hepçilik ve Hiççilik), -Varoluşun Hakikati- İBDA Yayınları.Kitabı okudu
Aslında askerî bölgedeki Ermenileri başka yerlere göç ettirme olayı, 'Tehcir Kanunu’nun çıkmasından önce başladı. Enver Paşanın daha önce bildirilen 2 Mayıs tarihli telgrafında belirtilen iki ihtimaiden birisi istişare sonucu seçildi. Dâhiliye Nezareti 23 Mayıs 1915'te Erzurum valisine şifreli bir mesaj gönderdi ve bu bölgedeki Ermenilerin Urfa, Musul, Deirezzor'a doğru göç ettirilerek bölgenin tahliye edilmesini istedi. Aynı tarihte Van ve Bitlis valilerine gönderilen şifreli telgrafta da aynı direktif vardı. Her iki telgrafta da "Ermenilerin mallarını ve canlarını korumak; yol boyunca ve konaklamaları esnasında kollamak, iaşe ve ikmallerini sağlamak valilere aittir" notu yer alıyordu. Dahiliye Nazırı Talat Paşa, bütün sorumluluğu üzerine alarak Van, Bitlis, Erzurum, Adana gibi yerlerdeki Ermenilerin askerî sebepler yüzünden, acilen tehcir ettirilmesi için daha kanun çıkmadan gereken emirleri vermiş ve aynı emri Ermenilerin iskân edileceği Musul, Urfa, Deirezzor valiliklerine de göndermişti.
Sayfa 8 - Göç ve Alınan TedbirlerKitabı okuyor
Reklam
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
her gün bir kez bu kitabın başına geçtim. her gün bir kez dışarı çıktım kırık bir bulutla yürüdüm, her gün bir insana bakıp, yüzümü yere eğdim. her gün bir gazeteye boş gözlerle baktım. her gün birileri konuştu, onları dinliyor gibi yaptım. her gün bir kez "neredeyim" diye sordum kendime. her gün bir kuzey kışı indi içime. her
Sayfa 10 - Metis Yayınları
Köleliğin sebebi
Karayiplerin 1640'lı yıllarda Brezilya'dan gelen şeker kamışı ile tanışması ise şeker üretimi ve beraberinde köle ticaretinde patlamaya yol açtı. Seker üretimi işine girmeye hevesli başka Avrupa ülkeleri de şeker kamışını yetiştirilmesi ve hadadın da yine kölelerin iş gücünden yararlandı. Sefalet, aşağılanma ve ölüm üzerine kurulu bu dehşet ve ticaret şeker çılgınlığına da yakıt olmuştur. Böylesine büyük bir insanlık dışı acımasızlık herkesin can attığı ama aslında kimsenin ihtiyaç duymadığı bir madde için sergilenmişti. Hem utanılası bir zulüm hem de anıtsal bir sağlıksızlık mirası üzerine kurulu şeker ticareti modern dünyaya damgasını vurmuş durumdadır.
edison şerefsizliğin sınırlarını zorluyor oynat bakalım...
Başarılı bir mucit olmasının yanı sıra, kurduğu şirketlerle icatlarını başarılı bir şekilde pazarlayabilme yeteneğine de sahiptir. Oluşturduğu sistemlerde doğru akım kullanmış ve dönemin zengin girişimcileri tarafından ciddi miktarlarda maddi desteği de arkasına almıştır. Şöhreti şehir sınırlarını aşıp neredeyse tüm ülkede yayılmaya başlamışken,
Sayfa 43-47 | Destek Yayınları
Reklam
Sevgiliyi daha yakından tanımanın yol açabileceği hayal kırıklıkları, insanın zihninde muhteşem bir senfoni besteleyip, sonra onu bir orkestranın seslendirmesine benzer. Düşündüğü­müz şeylerin hayata geçirilmesi hoşumuza gider ama kimi kü­çük ayrıntıların yerinde olmadığına yine de hayıflanırız.
1874’te büyük bir skandala yol açan sergide bir gazeteci, Monet’nin “İzlenim,Doğan Güneş” e dayanarak bu sanatçıları “ İzlenimciler” diy niteledi. İzlenimci devrimin gerçek liderliğine Claude Monet geçti. Monet sonunda, dünyayı sadece sürekli hareket halindeki görünüşlerin bir oyunu olarak gördü ve ışığın sonsuz çeşitlemelerini de bu açıdan ele almaktan büyük haz duydu. Dış çizgi, gölge ve figür gibi şekilleri saptamaya öteden beri yarayan şeyleri, şiddetli bir ışığa bağımlı kıldı ve böylece onun tuvallerinde, renk lekelerinden başka bir şey kalmadı. Doğadaki her rengin içinde, daha başka bir çok rengim bulunduğunu ve çevredeki renklerin yanlarıyla ve üzerine düşen ışığın niteliğiyle değişikliğe de uğradığını gözlemleyerek, resimlerinde katıksız renkler kullanarak, kabul edilegelmiş renk derecelenmelerini ve donukluk-parlaklık skalsını darmadağın etti.
RAB'bin meleği ilerledi, sağa sola dönüşü olmayan dar bir yerde durdu. Eşek RAB'bin meleğini görünce, Balam'ın altında yıkıldı. Balam öfkelendi, değneğiyle eşeği dövdü. Bunun üzerine RAB eşeği konuşturdu. Eşek Balam'a, “Sana ne yaptım ki, üç kez beni böyle dövdün?” diye sordu. Balam, “Benimle alay ediyorsun” diye yanıtladı, “Elimde kılıç olsaydı, seni hemen öldürürdüm.” Eşek, “Bugüne dek hep üzerine bindiğin eşek değil miyim ben?” dedi, “Daha önce sana hiç böyle davrandım mı?” Bundan sonra RAB Balam'ın gözlerini açtı. Balam yalın kılıç yolda durmakta olan RAB'bin meleğini gördü, eğilip yüzüstü yere kapandı. RAB'bin meleği, “Neden üç kez eşeğini dövdün?” diye sordu, “Ben seni engellemeye geldim. Çünkü gittiğin yol seni yıkıma götürüyor. Eşek beni gördü, üç kez önümden saptı. Eğer yoldan sapmasaydı, seni öldürür, onu sağ bırakırdım.”
Thales Neden İlk Filozoftur?
O, "sudan toprak olur" demiş olsaydı, bir bilim varsayımı (hipotezi ) hem de yanlış ama çürütülmesi güç bir varsayım ortaya atmış olurdu. Fakat Thales, bilimden öteye gitmiştir, O, bu birlik tasarısının su varsayımı ile tasvirinde, zamanın fizik görüşlerinin, aşağı tabakasını aşmamış, onun sadece üzerinden atlamıştır. Suyun, daha doğrusu nemli olanın varlığı ve değişmeleri üzerine Thales'in yapmış olduğu deneylik (ampirik) türden zayıf ve düzensiz gözlemler böyle pek büyük bir genellemeye yol açmaktan, hatta onu akla getirmekten pek uzaktı; Thales'i buna götüren, menşei mistik bir sezgide olup, gittikçe daha iyi anlatılmış yeni denemeler "dahil", bütün felsefelerde rastlanan metafizik bir inanç sözünde: "herşey birdir" sözünün içindedir.
Sayfa 16 - Kabalcı Yayınevi (çev. Nusret Hızır)Kitabı okudu
NEP başlıklı makale
Bu kavram, Sovyet iktidarının 1921 ("savaş komünizmi" denilen dönemin sona ermesi) ile 1928 (ilk beş yıllık planın yürürlüğe girmesi) arasındaki ekonomik ve siyasi stratejisini betimler NEP, 1) hem sosyalist ekonomi içinde kapitalist sektöre (piyasa mekanizmalarına) bir alan açılmasıyla, 2) hem de proletarya ile köylülük arasındaki
Sayfa 684 - Yordam KitapKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.