Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yorulmaz yolcu

Sabitlenmiş gönderi
Ve bundan anla ki, bu hayatın gayesini "Rahatça yaşamak ve gafletli lezzetlenmek ve heveskârâne nimetlenmektir" diyenler, gayet çirkin bir cehâletle, münkirâne, belki de kâfirâne, bu pek çok kıymettar olan hayat nimetini ve şuur hediyesini ve akıl ihsânını istihfaf ve tahkir edip, dehşetli bir küfrân-ı nimet ederler.
Sayfa 373 - RNK NEŞRİYATKitabı okudu
Reklam
487 syf.
·
Puan vermedi
·
287 günde okudu
Lem'alar
Lem'alarBediüzzaman Said Nursî
9.6/10 · 4.630 okunma
717 syf.
·
Puan vermedi
·
138 günde okudu
Tarihçe-i Hayat
Tarihçe-i HayatBediüzzaman Said Nursî
9.6/10 · 2.842 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
DOKUZUNCU NÜKTE:
Ramazân-ı Şerif'in orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rubûbiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubûdiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis, Rabbisini tanımak istemiyor, fir'avunâne kendi rubûbiyet istiyor. Ne kadar azablar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte
Sayfa 16 - RNK YAYINEVİ
SEKİZİNCİ NÜKTE:
Ramazân-ı Şerif, insanın hayat-ı şahsiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: İnsana en mühim bir ilaç nev'inden maddî ve mânevî bir perhizdir ve tıbben bir hımyedir ki; insanın nefsi, yemek içmek hususunda keyfemâyeşâ hareket ettikçe; hem şahsın maddî hayatına tıbben zarar verdiği gibi, hem helâlharam demeyip rast
Sayfa 15 - RNK YAYINEVİ
Reklam
YEDİNCİ NÜKTE - DEVAMI
âlîşânı olan Kur'ân-ı Hakîm'i Ramazân-ı Şerif'te inzâl eylemiş. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ı İlâhî ve bir meşher-i Rabbânî ve bir meclis-i ruhânî hükmüne geçmek, muktezâ-yı hikmettir. Mâdem Ramazan o bayramdır; elbette bir derece, süflî ve hayvanî meşagılden insanları çekmek için oruca emredilecek. Ve o orucun ekmeli ise, mide gibi bütün duyguları; gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihâzât-ı insâniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır. Yani; muharremattan, mâlâyâniyâttan çekmek ve her birisine mahsus ubûdiyete sevketmektir. Meselâ; dilini yalandan, gıybetten ve galiz tabirlerden ayırmakla ona oruç tutturmak. Ve o lisânı, tilâvet-i Kur'ân ve zikir ve tesbih ve salavat ve istiğfar gibi şeylerle meşgul etmek... Meselâ; gözünü nâmahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten menedip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur'ân dinlemeğe sarfetmek gibi sâir cihazata da bir nev'i oruç tutturmaktır. Zaten mide en büyük bir fabrika olduğu için, oruç ile ona tatil-i eşgâl ettirilse, başka küçük tezgâhlar kolayca ona ittibâ ettirilebilir.
Sayfa 14 - RNK YAYINEVİ
Yedinci Nükte:
Kur'ân-ı Hakîm'in –nass-ı hadîs ile– herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazân-ı Şerif'te herbir harfin, on değil bin ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler; ve Ramazân-ı Şerif'in Cumalarında daha ziyâdedir. Ve Leyle-i Kadir'de otuzbin hasene sayılır. Evet, herbir harfi otuzbin bâki meyveler veren Kur'ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazân-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır. İşte gel; bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki: Bu hurûfâtın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasârette olduğunu anla... İşte Ramazân-ı Şerif, âdeta bir âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılât için, gayet münbit bir zemindir. Ve neşvünemâ-i a'mâl için, bahardaki mâ-i Nisandır. Saltanât-ı Rubûbiyet-i İlâhiyeye karşı ubûdiyet-i beşeriyenin resm-i geçit yapmasına en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir. Ve öyle olduğundan, yemek-içmek gibi nefsin gafletle hayvanî hâcâtına ve mâlâyâni ve hevâperestâne müştehiyâta girmemek için oruçla mükellef olmuş. Güya muvakkaten hayvaniyetten çıkıp melekiyet vaziyetine, veyahut âhiret ticaretine girdiği için, dünyevî hâcâtını muvakkaten bırakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezâhür etmiş bir ruh vaziyetine girerek; savmı ile, Samediyet'e bir nev'i âyinedarlık etmektir.
Sayfa 13 - RNK YAYINEVİ
ALTINCI NÜKTE:
Ramazân-ı Şerif'in sıyâmı, Kur'ân-ı Hakîm'in nüzûlüne baktığı cihetle ve Ramazân-ı Şerif, Kur'ân-ı Hakîm'in en mühim zaman-ı nüzûlü olduğu cihetindeki çok hikmetlerinden birisi şudur ki: Kur'ân-ı Hakîm, mâdem Şehr-i Ramazan'da nüzul etmiş; o Kur'ân'ın zaman-ı nüzûlünü istihzâr ile o semavî hitâbı hüsn-ü
Sayfa 11 - RNK YAYINEVİ
Beşinci Nükte:
Ramazân-ı Şerif'in orucu, nefsin tehzib-i ahlâkına ve serkeşâne muamelelerinden vazgeçmesi cihetine baktığı noktasındaki çok hikmetlerinden birisi şudur ki: Nefs-i insaniye gafletle kendini unutuyor. Mahiyetindeki hadsiz aczi, nihayetsiz fakrı, gayet derecedeki kusurunu göremez ve görmek istemez. Hem ne kadar zaîf ve zevâle maruz ve musibetlere hedef bulunduğunu ve çabuk bozulur, dağılır et ve kemikten ibâret olduğunu düşünmez. Âdeta polattan bir vücudu var gibi, lâyemûtâne kendini ebedî tahayyül eder gibi dünyaya saldırır. Şedid bir hırs ve tamâ ile ve şiddetli alâka ve muhabbet ile dünyaya atılır. Her lezzetli ve menfaatli şeylere bağlanır. Hem kendini kemâl-i şefkatle terbiye eden Hâlık'ını unutur. Hem netice-i hayatını ve hayat-ı uhreviyesini düşünmez; ahlâk-ı seyyie içinde yuvarlanır. İşte Ramazân-ı Şerif'teki oruç; en gâfillere ve mütemerridlere zaafını ve aczini ve fakrını ihsas ediyor. Açlık vasıtasıyla midesini düşünüyor. Midesindeki ihtiyacını anlar. Zaîf vücudu, ne derece çürük olduğunu hatırlıyor. Ne derece merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu derk eder. Nefsin fir'avunluğunu bırakıp, kemâl-i acz ve fakr ile dergâh-ı İlâhiyeye ilticâya bir arzu hisseder ve bir şükr-ü mânevî eliyle rahmet kapısını çalmağa hazırlanır. (Eğer gaflet kalbini bozmamış ise...)
Sayfa 10 - RNK YAYINEVİ
Dördüncü Nükte:
Ramazân-ı Şerif'teki oruç, nefsin terbiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Nefis, kendini hür ve serbest ister ve öyle telakki eder. Hatta mevhum bir rubûbiyet ve keyfemâyeşâ hareketi, fıtrî olarak arzu eder. Hadsiz nîmetlerle terbiye olunduğunu düşünmek istemiyor. Hususan, dünyada servet ve iktidarı da varsa, gaflet dahi yardım etmiş ise; bütün bütün gâsıbâne, hırsızcasına nîmet-i İlâhiye'yi hayvan gibi yutar. İşte Ramazân-ı Şerif'te en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki: Kendisi mâlik değil, memlûktür; hür değil, abddir. Emir olunmazsa en âdi ve en rahat şeyi de yapamaz; elini suya uzatamaz diye mevhum rubûbiyeti kırılır, ubûdiyeti takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.
Sayfa 9 - RNK YAYINEVİ
Reklam
Üçüncü Nükte:
Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye baktığı cihetle, çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: İnsanlar, maîşet cihetinde muhtelif bir surette halkedilmişler. Cenâb-ı Hak o ihtilafa binâen, zenginleri fukaraların muâvenetine davet ediyor. Halbuki zenginler; fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler. Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette; insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır. Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir. Ona karşı şefkate mükelleftir. Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muâvenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz; yapsa da tam olamaz. çünkü hakikî o hâleti kendi nefsinde hissetmiyor.
Sayfa 9 - RNK YAYINEVİ
İkinci Nükte:
olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nîmetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara –hususan zengin olsa– ondaki derece-i nîmet anlaşılmıyor. Halbuki iftar vaktinde o kuru ekmek, bir mü'minin nazarında çok kıymettar bir nîmet-i İlâhiye olduğuna kuvve-i zâikası şehâdet eder. Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes, Ramazân-ı Şerif'te o nîmetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü mâneviye mazhar olur. Hem gündüzdeki yemekten memnû'iyeti cihetiyle; "O nîmetler benim mülküm değil. Ben bunların tenâvülünde hür değilim; demek başkasının malıdır ve in'amıdır. O'nun emrini bekliyorum." diye nîmeti nîmet bilir; bir şükr-ü mânevî eder. İşte bu suretle oruç, çok cihetlerle hakikî vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.
Sayfa 7 - RNK YAYINEVİ
Birinci nükte:
İşte Ramazân-ı Şerif'teki orucun çok hikmetleri; hem Cenâb-ı Hakk'ın rubûbiyetine, hem insanın hayat-ı içtimaiyesine, hem hayat-ı şahsiyesine, hem nefsin terbiyesine, hem niâm-ı İlâhiye'nin şükrüne bakar hikmetleri var. Cenâb-ı Hakk'ın rubûbiyeti noktasında orucun çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Cenâb-ı Hak zemin yüzünü bir sofra-i nimet suretinde halkettiği ve bütün envâ-ı nimeti o sofrada مِنْ حَيْثُ لاَ يَحْتَسِبُ bir tarzda o sofraya dizdiği cihetle, kemâl-i rubûbiyetini ve rahmâniyet ve rahîmiyetini o vaziyetle ifade ediyor. İnsanlar gaflet perdesi altında ve esbâb dairesinde, o vaziyetin ifade ettiği hakikatı tam göremiyor, bazen unutuyor. Ramazân-ı Şerif'te ise, ehl-i îmân birden muntazam bir ordu hükmüne geçer. Sultân-ı Ezelî'nin ziyafetine davet edilmiş bir surette akşama yakın "Buyurunuz!" emrini bekliyorlar gibi bir tavr-ı ubûdiyetkârâne göstermeleri; o şefkatli ve haşmetli ve külliyetli rahmâniyete karşı, vüs'atli ve azametli ve intizamlı bir ubûdiyetle mukabele ediyorlar. Acaba böyle ulvî ubûdiyete ve şeref-i kerâmete iştirak etmeyen insanlar insan ismine lâyık mıdırlar?
Sayfa 6 - RNK YAYINEVİ
Ayasofya Camiinde meb'usana hitaben feryad ettim. Ve söyledim ki:
Meşrutiyeti, meşruiyet ünvanı ile telâkki ve telkin ediniz. Tâ yeni ve gizli ve dinsiz bir istibdat, pis eliyle o mübareği ağrazına siper etmekle lekedar etmesin. Hürriyeti, âdâb-ı şeriatla takyid ediniz. Zira câhil efrad ve avâm-ı nas kayıtsız hür olsa, şartsız tam serbest olsa, sefih ve itaatsiz olur. Adalet namazında kıbleniz dört mezhep olsun. Tâ ki namaz sahih ola.
Sayfa 66 - RNK YAYINEVİKitabı okudu
Divan-ı Harb de yargılanırken...
Sizin elinizden gelirse, beni vicdanen tâzib ediniz! Ve illâ başka suretle azap, azap değil, benim için bir şandır!
Sayfa 62 - RNK YAYINEVİKitabı okudu
Âhirete kemal-i iştiyak ile müheyyayım. Bu asılanlarla beraber gitmeye hazırım. Nasıl ki, bir bedevî garaipperest, İstanbul'un acaip ve mehasinini işitmiş, fakat örmemiş; nasıl kemal-i hâhişle görmeyi arzu eder! Ben de ma'rez-i acaip ve garaip olan âlem-i âhireti, o hâhişle görmek istiyorum.
Sayfa 62 - RNK YAYINEVİKitabı okudu
667 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.