Şimal Hanım teşekkür ederim. Bu durumu biraz da şuna bağladım ben açıkçası; tıpkı bizim coğrafyamızda olduğu gibi Latin Amerika’da da ‘Batı’ya karşı bir öfke ve ezilmişlik durumu hakim. Galeano bu kitapta ‘egemenlere’ kendince meydan okuyor ve ona göre de her devrin egemeni ‘Batı’... Yani ne bizi, ne de bizim tarihteki imparatorluğumuzu o sınıfın içine sokmuyor, o kategoride görmüyor. Bu tabii iyimser bir bakış. Çünkü ‘madem öyle o zaman neden Çin’den bu kadar çok bahsetmiş’ diyebilirsiniz. Bu durumda diğer seçenek ön plana çıkıyor; yani bu kültürü, bu tarihi bilinçli bir şekilde görmezden gelmek. O zaman işin rengi de değişiyor haliyle... Ama sebep ne olurda olsun bu durumun kitapta büyük bir boşluk yarattığı gerçeğini değiştirmiyor... ‘Neredeyse evrensel bir tarih’ söylemi, ister istemez bize bu sorgulamayı yaptırıyor... Saygılarımla...